- bir mudi hesap cüzdanını işletmek için gelmiştir. müdürün size verdiği bir işle meşgulsünüzdür. fakat işler aksamasın diye yandaki bilgisayardan cüzdanı işletip mudiye geri verir, işinizin başına dönersiniz. ama adam beklemektedir. "buyrun" diye sorarsınız? yazıcıdan çıkan bir kağıt görmüştür* ve onun kendisinin olduğunu zannetmiştir. "kağıdımı vermediniz" der. "ne kağıdı" diye sorarsınız? "çıktı ya şimdi, onu" der. ne yaparsanız yapın dinletemezsiniz, onunla ilgisi olmadığına inandıramazsınız. en sonunda şubedeki diğer arkadaşlar devreye girer ve adam güç bela bankadan yollanır.
- bir müşteri elinde çekle gelir. bakarsınız karşılığı vardır. ödemek için kimliğini ya da ehliyetini istersiniz. kimliği yanında değildir ve ehliyetindeki resim parça parça tanınmaz haldedir. bu şekilde ödeyemeyeceğinizi söylersiniz. kimliğini getirmesini istersiniz. adam alkollüdür ve size bir sürü tehditler savurur. tabancasını ve tüfeğini getirip şubeyi basacağını iddia eder sarhoş kafayla. müdür daha fazla olay yaşanmasın diye kefil olur ve adama parası ödenip, gönderilir.
- bazı takıntılı müşteriler vardır. bunların hesaplarındaki miktar epey kabarık olduğu için müdürün odasında işleri görülmektedir. mesela 1 milyoncu adam vardır. çektiği faizi 1 deste 1 milyonluk olarak yaptırır mutlaka ve adı bizim aramızda 1 deste 1 milyoncu olarak kalmıştır. ya da her geldiğinde mutlaka sade kahve isteyen bir müşteri vardı. onun da adı sade kahve rüstem olarak kaldı.