ön yargılı yaklaştığım bir filmdi. 'kesin tsk yalakalığı yapan bir filmdir. kesin kahramanlık hikayeleriyle milliyetçilik duygularını sömürecekler' şeklinde ön yargıya sahiptim. lakin öyle çıkmadı bu yönden takdir ettim. hatta bizdeki askerlik sistemine yaptığı eleştiriler sayesinde tebriklerimi kazanmıştır bu film ve filmde emeği geçenler. tabi bu eleştiri belirli bir çerçevedeydi rahatlıkla söyleyememişler ama gene de belirtmişler ki bu çok cesurca ve önemli bir adımdır. bu yönden tebrik etmek lazım. genel olarak film kişide amatör kısa film tadı vermektedir. açıkçası bu tatta yakışmış bu filme çünkü dediğim gibi filmde kahramanlık anlatılmıyor aslında sadece askerlerin yaşadığı gerek psikolojik gerek fiziksel zorluklar gösterilmiş ve eleştirilmiş. bu yüzden bu amatör tat iyi gitmiş.
--spoiler--
beni filmde en çok etkileyen yer mete yüzbaşının, eşi zeynep'e yazdığı mektubu okuduğu sahnelerdi.. mete yüzbaşı bu satırları okurken gördüğümüz sahnelerle iyice işledi aslında. ayrıca ne güzel yazmış yahu. bilmiyorum, belki de duygusal bir dönemde olduğumdan o sahneye kilitlenmişimdir. neyse..
bir de samsun'lu askerin gece telefon açtığı sahne yani tam kız alo derken asker vurulur. işte orada hass.ktir dedim. etkiledi yani. *
he.. bir de şu diyalog güzeldi:
doktor: burası senin mezarın olacak.
mete yüzbaşı: vatan sağ olsun.
--spoiler--