bu ülkenin toplumunda zaten malesef doğru çizgileri pek bilinmeyen kavramdır da (kitap okuyup, araştırma yaparak geçirebileceği vakti müge anli izleyip, sokakta hanzoluk yaparak geçiren bir çoğunluk öğrenemez, gelişemez tabii), o bir yana, 86 yıllık köklü bir yapı olmasıyla övünen devlette de "düşünce özgürlüğü" kavramının görünüşe göre doğru bir şekilde hala oturmamış olduğunun kanıtı.
mesela mhp'nin kafa yapısı da, pkk'yı desteklemekten daha az mide bulandırıcı değil. ama düşünce özgürlüğü kapsamında iki partinin de varlığına saygı duyma zorunluluğumuz var. fiilen suç işlemeye yönelen biri etkisiz hale getirilmeli ama "fiilen suç işlemeyi" öven birini hapse sokma hakkımız yoktur. açıkça hırsızlık yapmayı da öven bir kitap yazabilir mesela biri, bu da düşünce özgürlüğüdür. bu yüzden mhp'nin kapatılmıyor oluşu gibi, dtp de kapatılmamalıydı. işlenen suçlar varsa, birey birey cezalandırılabilir ama "açıklamalar, övgüler" falan söz konusu olduğunda suçluyu öven düşüncelerin bile, her ne kadar bence iğrenç de olsa, tıpkı mhp'nin aynı iğrençlikteki faşist kafa yapısının bile varlığına saygı duymak zorunda olduğumuz gibi varlığını saygı duymalıyız. pardon, duymalıydık...