gelibolulu mustafa ali

entry11 galeri
    4.
  1. osmanlı'nın altın çağ'ına tanıklık etmiş ve aydın bürokrattı kendisi. osmanlı'nın genellikle birbirine geçimlerinin(ilmiye,seyfiye,kalemiye ki bilindiği gibi osmanlı'da sınıflar rükn şeklindedir ve bir sınıftan diğerine geçmek sık görülen bişey değildir ama bazı örneklerle bu uygulamanın aleyhinde biraz sallayabiliriz) zor olduğu üç sınıfta da yer almış, lakin kendisi kati sürette ve fevkal hadde oportunist bir insan olduğu için her hükümet başına geçene, her sadaret mührünü alana daha sonraki eserlerinde eleştri üzerine eleştri yazsa da tamah etmiş ve gözü nişancılık[ki osmanlı'da ilmiye sınıfını yükseldiği iki görevden birisi nişancılık ki selim ve ii.bayezid dönemlerinde müft-ül ilm(şeyhül islamın örf konusunda karar veren versiyonu olarak düşünebiliriz) olarak kabul edilip atamalarında hassa davranılarak genellikle sahnıseman medresesindeki en afilli hoca atanırdı] ile beylerbeyliğinde olup künhü'l ahbar'da yazdığı eleştrilere mugayir davranmıştır.

    kendisi yaşadığı dönemdeki en ince eleştrileri de yapmıştır, lakin her eleştri sonrasında kendini bir makama uygun görmesi ve haremde görevli gazanfer ağa ile iii.murad'ın hocası sadeddin hoca'yı devreye sokması nedeniyle mustafa hodfuruş olarak nitelendirilmiştir. seveni ve saygı duyanı ulema ve şair milletinden pek olduğu gibi başta hasılı lala mustafa paşa'nın hasımı arnavut sinan paşa olmak üzere düşmanı da az değildir.

    baki'nin çağdaşı olmakla birlikte kaderleri genellikle bu ünlü osmanlı şairi ile atbaşı gider, fakat ne kadar da yakın dostu olsa kendisini baki ile defalarca kıyaslamış-bilindiği gibi baki padişahın taltifi ile kazasker olarak görev yapmıştır-ve kendisinin baki'den de üretken olduğunu belirtmiştir. lakin bu konuda haklıdır mustafa ali, onun edebiyat ve tarih alanında verdiği eserler ve yazdığı konuların çeşitliliği incelenmeye değerdir.

    Mustafa ali belki de en karakteristik olarak osmanlı'nın altın çağı sonrasında başlayan harem entrikaları, usulsüz atamalar, devşirme sisteminin belkemiğini teşkil eden liyakat esasına göre atamaların gerekliliğine sürekli parmak basmış ve bu meyanda eleştri üzerine eleştri yazarak, saray[vurgulu] kökenli olmayan kişilerin bilhassa nişancılık mesleğine rüşvet ve iltimas ile girmeleri ali tarafından defalarca ifade edilmiştir.

    ali'nin kafasında hüseyin baykara ve ali şir nevai gibi hükümdarların taltiflerine mazhar olan şairlerin yüceltilmesi fikirlerinde sürekli tekrarlangelen bir leitmotivdir. bu minvalde, ali gençlik yıllarında halep defterdarıyken defalarca mektuplar yazması ve eserlerini paşalara beylere ve padişahlara ithaf etmesine rağmen zaman zaman lala mustafa paşa'nın kendisini görmemesi, zaman zaman arnavut sinan paşa'nın düşmanı tarafında yer alması ve gazanfer ağa ile hoca saadeddin dışında bir hami bulamaması nedeniyle çoğu zaman gözardı edilmiştir. lakin talihi hayatının son dönemlerinde gülmüş kendisine şam beylerbeyliği bağışlanmış, lakin osmanlı bürokrasinin karışıklığı ve atamalardaki bozulmalar nedeniyle görev yerine gitmeden şam beylerbeyliğinden azledilerek cidde sancakbeyliğine atanmıştır. fakat buradaki görevi devraldıktan kısa bir süre sonra 58 yaşında hayata gözlerini yummuştur.
    0 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük