rüzgar olup esiyorum derin soluğuna ve yaşam veren kalbin oluyorum...teslim alıyorum ruhunu bedenime, bir seni seviyorum senden öte...bilmiyorsun, adın tek ezber yüreğime; gözlerim keman ve gözlerin keman çığlığı...gönlüm eski yerinde artık...herşeyim, yeminim sana...dönüşü yok sözümün, yalanım yok, tek sahibisin kalbimin...sensin, kapısını yokladığım sesin ve beni delirten nefesin...aklımın nikahı sana...sana yalnızım, rüzgarım soluğuna, yaşam veren kalbinim...adın ezberim, yeminim var gönlümde; gözlerim keman ve gözlerin keman çığlığı...koşarak geldiğin zindanımda kilit vuruyorum üzerine, senden başkası yalan artık, sensin beni tamamlayan, sensin güneşin doğmasına sebep...seni seviyorum...seni öyle acımasız seviyorum, öyle haşin...gözümün nuru sardunyamı sana büyütüyorum, yollarını gözlüyorum, senin yağmurunla ıslanıyorum; gözlerim keman ve gözlerin keman çığlığı...seni düşünüp kanatlanıyorum havalara... öyle bir uçuyorumki kuşlar bile şaşıyor...o vakit ne şiirler ne yağmur ne fırtına ne ölüm ne okyanus ne martı kalıyor aklımda...o vakit hiçbirşey, hiç kimse...tek seni çiviliyorum gökyüzüne ve melekler topluyor tılsımını aşkımın...masallaşıyorum, içimi titreten seviyorumla...sessiz sedasız bir akşamüstü güneşlerin arasında kalıyorum; gözlerim keman ve gözlerin keman çığlığı olacak kadar derin, buğulu, yanık ve yalın...ben, gözlerine gözlerimde aşk diye seni çalıyorum; gözlerim keman...