kendini oldukça zeki zannetmenin tezahürlerinden birisidir;
oyun ve hileye açık olan nefsimiz önce kendimize oyun oynamakla başlar. küçük dağları biz yarattık edası verir eğer dizginlerimizi onun eline verirsek.. ufak tefek yalanlarla kendimizi kandırmaktan öteye gitmeyen uydurukca yapılmış gelişi güzel doneleri bir deneme tahtası olarak kullanırız.. bu iş olup da etrafımızı çepeçevre kuşatınca başlar başkalarını kandırmanın diğer tali yolları..
kendimizi kandırdıkça başkalarını kandırdığımızı zannederiz, başkalarını kandırdıkça da kendimizi daha da bir zeki görürüz.. bu paradoks böylece sürüp gider işte.. saklanırız kandırmacalardan sonra karanlık kuyuların içine, kendimizi atarız bilinmezlere.. gözlerimiz kaçar önce insanlarla konuşurken, sonra aynalara bakmaya çekinir..
mide bulandırıcıdır kısaca karşıdan bakan, gören fakat sizin aptallığınızı yüzünüze vurmayacak kadar asil ruh taşıyan insanlar için..