25.08.2009
bütün umutlarınızın kırılmasına rağmen yine de bekliyorsunuz mektubunuzun gelmesine. bugün de boynunuz bükük kalıyor. oysa ki söylemiştiniz kendinize. bırak bu hayali diye. ama söz geçiremediniz zihninize de kalbinize de. bugün tarihe gömülüyorsunuz. büyük bir sessizlikle odanızda çalışıyorsunuz. tarihin savaşlarını, gerçeklerini görüyorsunuz. orhan bey döneminden başlıyorsunuz. (tarihte olmazsa) saatinizin tik tak sesleri size ölümü hatırlatıyor ve saati kırmanıza sebep oluyor. hastalandıktan sonra sinirli misiniz? aslında hayır. çevrenize zarar vermiyorsunuz veya siz öyle sanıyorsunuz. siz en büyük zararı kendinize veriyorsunuz. kalbinizi kırıyorsunuz.
zamanla yarış yapamadığınız için, ona kafa tutamadığınız için tek hamleyle saati kırabiliyorsunuz. abinizle oturuyorsunuz . abinizin yanında biraz da olsa yüzünüz gülüyor, etrafta maç muhabbetleri dönüyor... zorla da olsa biraz yemek yiyorsunuz. balkano çıkıp gökyüzüne bakıyorsunuz. hiçbir şey düşünmüyorsunuz. sadece sessizliği dinliyorsunuz. sessizliğin huzurunun keyfini çıkarıyorsunuz.
ve bugün yarım bırakıyorsunuz yarım hayallerinizi ve herşeyi...