Günün birinde bir adam ve onun tek dostu köpeği çölde susuzluktan ölürler ve ruhları bulutların üzerine yükselir. Bulutların üzerinde biraz yürüdükten sonra karşılarına çok güzel çiçeklerle süslenmiş bir bahçe ve göz alabildiğince yeşillik olan bir yer çıkar. Buranın kapısında da güzel bir kadın duruyormuş. Adam, kadına yaklaşıp sormuş; "Acaba içeride içebileceğimiz su var mı?" Kadın cevap vermiş; "Burası cennet hoş geldiniz içeride her türlü sınırsız nimet var ama köpekleri içeri almıyoruz. Yalnızca insanlar girebilir." demiş. Adam, sinirlenip geri dönmüş. Kendisi de girmemiş. Bu sefer tam tersi yola yürümeye başlamışlar. Karşılarına çamurlu bir yol çıkmış ve yolun sonunda pis bir kapı görmüşler. Kapının yanında duran yaşlı adama sormuşlar; "Acaba içeride içebileceğimiz su var mı?" Yaşlı Adam cevap vermiş; "Şu çamur birikintisinin üzerinden yürüyerek geçin yolun sonunda bir çeşme göreceksiniz. Biraz pistir ama oradan içebilirsiniz. Köpek için de bir tas var çeşmenin yanında." demiş. Gitmişler ve suyu köpeğiyle beraber içmeye başlamışlar. Tam bu sırada yaşlı adam yanlarına gelmiş. Bunu gören adam "Burası neresi? Cehennem mi?" diye sormuş. Yaşlı adam, "Cennete hoş geldiniz. Burası cennettir. Buyurun şu kapıdan girin." demiş. Adam şaşkınlıkla sormuş: "Az önce ötede bir kadın daha orasının cennet olduğunu söylemişti. O yalan mı söyledi?" Yaşlı adam cevap verir: "Orası cehennemdi. Biz kendi menfaati için en yakın arkadaşını yarı yolda bırakanları cennetten uzak tutmak için böyle yaparız."