Bir dönem önce evrensel'e, ardından Musa Kart'a dava açılır. karikatüristler üzerinde baskı oluşmaya başlar. Erdil yaşaroğlu'nun aklına Musa Kart Sayın başbakanımızı kedi olarak çizdiği için Tayyip erdoğan'ı çeşitli hayvan karikatürleriyle çizmek gelir. "Kim çizmek ister" diye sorduğunda 8-9 kişi talip olur. tayyipler Alemi kapağıyla 9 ayrı figürlü Tayyip erdoğan çizilir. Her biri 5 bin TL olmak üzere 40 bin liralık dava açılır. Bugün dahi karikatüristler arasında hangi figürün hakaret olarak algılanmayıp 45 bin liralık değil de 40 bin liralık tazminat davası açılmış olması merak konusudur. sonrasında dava gereksiz görülmüş ve kapanmıştır. Ama bu karikatürün posteri hala çok satılmaktadır. Tayyip erdoğan'ın gerekçeli dava dilekçesinde "Acı, elem ve ıstıraba gark olmuştur" denmektedir. Çizerlere neden Sn. tayyip erdoğan'ı çiziyorsunuz dendiğinde onların adına erdil Yaşaroğlu "Hayatımızı en çok etkileyen insan, kimi çizeyim? Ağzından çıkan laf, cebimdeki parayı etkiliyor" cevabını vermiştir.
Koskoca başbakan böyle çizilir mi diye karşı köşede olanlara ise bugün iktidarın medya üzerindeki etkisine, iktidarın yönlendirmesi ile yazarların ya da genel yayın yönetmenlerinin görevden alınmasına ne diyorlar merak ediyorum. Özellikle hoşgörü eksikliği ile tanınan başbakanımızın gönül isterdi ki medyanın her alanında kendisini ve ülkesini eleştirenlere sesi aynı ölçüde çıkabilsin. Örneğin kendisini "yılın çaylağı" çeken finans dergisine dava açsa dünya kamuoyu ne derdi acaba? Peki ya periyodik dönemlerde Türkiye'yi bölünmüş olarak gösteren özellikle ABD kökenli tv kanallarına neden sesi çıkmaz?
