bir zamanlar coranado caddesinde
ikinci katta otururduk.
sarhoş olur,
radyoyu camdan dışarı fırlatırdım.
çalarken tabii,
e tabii cam da kırılırdı.
radyo öylece dururdu karsıdaki catının üzerinde,
müzik çalarak,
hatunuma dönüp,
ne muhteşem radyo derdim..
ertesi sabah
pencereyi söküp
camcıya taşırdım
yeni cam takarlardı.
her sarhoş olusumda
atardım,
o da çalışırdı çatının üzerinde
sihirli radyo,
taşşaklı radyo.
her sabah taşırdım
pencereyi camcıya
bu işin nasıl bittigini hatırlamıyorum.
ama taşındık o evden
bahceyi capalayan bir kadın vardı
mayosuyla,
ve
benim
yüzümden uyuyamadıgını söyleyen bir kocası
tasındık bizde
yeni evde
ya unuttum radyoyu fırlatmayı
ya
da
icimden gelmedi
ama
bahçede mayosuyla toprak eşeleyen kadını,
özleyeceğimi anımsıyorum.
çapayı iyi kullanırdı
sırtı bana dönük
ben de camın kenarında oturur
seyrederdim günesin
o muhteşem sırta vurusunu
radyoda müzik calarken..