içimi garip bir hüzün kaplar bu gecelerde. üniversite öğrencileri dev marketlerin içki reyonlarında babalarının muhtemelen bir ay çalışarak kendilerine gönderdikleri paraları olağanca gayretleriyle harcarlar. müzikler sonuna kadar açılır. herkesi bir heyecan sarar. noel ağacı alıp süsleyenler, noel partilerinde görülen başlık ve gözlükleri takanlar ağızlarıyla garip sesler çıkartanlar klasik eğlence anlayışını yansıtır. erkekler sabaha kadar kızları içirip daha sonra yatağa atmakla meşgul olurlar. sevgilisinin altındayken çalan telefona bakan kız anne ve babasına arkadaşlarıyla kardeş kardeş oturduğunu söyler. evlerden bağrış sesleri, ahmakça kahkahalar , içki kadehlerinin iç gıcırdatan sesleri yükselir. üniversite gençliği hangimiz daha çok içeriz yarışına girmiştir. kafası ayıkken matiz rolü oynayıp statüsünü yükselttiğini düşünenler dahi vardır. saatlar 23:59 u gösterdiğinde sapıklık doruğa ulaşır. ondan geriye doğru sayılır. 2...1..0...2010....... sevgililer öpüşür kucaklaşır. havai fişek gösterileri başlar. artık saatler ilerlediğinden kafalar da iyi olmuştur. tüm dertler unutulur. dünyada açlık sefalet adaletsizlikler yoktur ve sabah uyandığımızda da bunların hiçbirisi olmayacaktır.
bunları bilmekle beraber elimden hiçbirşey gelmiyor. mücadelemde ancak kendi nevsime söz geçirebiliyorum bu geceyle ilgili. bir de sürekli şunu düşünüyorum;"eğer tanrı olsaydım kesinlikle dünyanın sonu bu gecelerden biri oluru".