Nasıl bir entry gireceğimi bile bilmeden açtığım başlıktır.
"Çok da fifi" diyorum içimden ama, yok be hocam, öyle değil işte, tüm duygu durum mekanizmanız dağılıyor.
Ebeveynlerinizden uzak, çalışma saatleriniz çığırından çıkmış, her gün 30 km yol yapıyor ve arabanız doğum gününüzde bile bozuluyorsa, günde üç * paket sigara, otuz bardak çay içiyorsanız. Liseden bu yana yaptığınız tek tatil hafta sonları evde götü devirip yatmaksa, alacağınız maaşı bir önceki ayın avansına ve araba taksitinize giden sonsuz bir döngüye girdi ise, kendinizi sürekli yorgun hissediyorsanız, geceleri yatmadan önce yastık kılıfınızla "yüzünüzde iz bırakmasın" diye konuşuyorsanız, her sabah uyanıp bir önceki günün yorgunluğunu hissediyorsanız, bir şeyler yazar-karalarken burnunuz sızlıyorsa, bu güzel günde insan içli bir nefes, tatlı bir tebessümle bir kutlama bekliyor.
Facebook hesabımdan bile bilerek doğum günümü kaldırdım. insanların sırf benim doğum günümü gördükleri için kutlayacakları paranoyasına düştüğüm için. Hoş, çok ta haklıymışım. Evet, 27 yaşını bitirmiş 28 yaşına gelmiş bir genç olarak içimi döküyorum ve içinde bulunduğum bu acınası durumdan hiç utanmadan yazıyorum. *Sözlük ve bazı forum sayfaları, bankalar, dışında beklenen kişilerden bir hareket gelmiyorsa insan hayata bir daha küsüyor. *