istihdam

entry11 galeri
    4.
  1. türkiye'de saldım çayıra mantığıyla yaklaşılan konu. devlet kendi eliylle açıp, kotalarını belirlediği (yani büyük oranda planlamasını yaptığı) üniversiteler için bile "her üniversite mezunu iş bulacak diye bir şey yok" diyor, yaptığı sınava* ve açtığı üniversitenin yetkinliğine güvenmeyip, bünyesine alacağı memurlara kpss gibi sınavlar uyguluyorsa bu iş çığırından çıkmış demektir.

    şimdi başa dönelim, öncelikle istihdam'ın tanımı:
    istihdam, ülkedeki mevcut işgücünün ekonomik faaliyetler içerisinde sürekli biçimde çalıştırılmasıdır. bir başka tanım, bir ekonomide belli bir dönemde üretim öğelerinin varolan teknolojik düzeye göre ne ölçüde kullanıldığıdır.
    kaynak: vikipedi

    en basitinden bu tanımı görüp de azıcık dikkatli okuyan bile, sürekli kelimesini geçtim, teknolojik kelimesine rahatlıkla takılabilir. özellikle yirminci yüzyılın başından itibaren, devletlerin kitleleri yönetmedeki gücü teknolojik gelişmeler sayesinde artmış, nüfus sayımları, planlama kısımları sayesinde istihdam başta olmak üzere etkinlikleri artmıştır. bana göre, sadece üniversite değil, lise ve meslek liselerinden mezun arkadaşlarımızın da başını çok yakan bu planlama eksikliği popülizm* ve günü kurtarma anlayışından doğmaktadır. ben, özel sektörde iş bulunacak bir işin okulunu okudum. ben bunun beni bu kadar etkileyeceğini düşünmezdim. kaldı ki en basitinden bir öğretmeni etkilediği kadar da etkilemedi beni. onun hali hem daha kötü, hem de daha ilginç. devlet'e "baba" denen, halkının yardım beklentisine bir anne-baba şefkatiyle koştuğunu iddia eden devlet, kendi okullarında okuyan, sonrasında kendi hazırladığı ölçüm sınavını başarıyla geçip, kendi kurup, öğretim üyelerini kendi atayıp, maaş verdiği üniversitelerden mezun olanlara inanmayarak tekrar sınav uyguluyor. sınavı geçemedin mi? üzülme, ücretli öğretmenlik var! veririz sana asgari ücret, her sene de görüşürüz, eğer beğenmezsek hoooop atıveririz işten. oh ne ala mualla...

    son olarak, bence bu ülkenin acil çözülmesi gereken genel problemi ekonomi, diğer iki spesifik problemi de sosyal güvenlik ve (planlı, doğru) istihdam'dır. yoksa daha 200-300 yıl bakarız "aaa bu batılılar nasıl da gelişmiş, insanlarına nasıl da değer veriyoooor" diye.
    0 ...