güldüren, güldürürken de içinizi burkan film.
fakirler, zenginler, güzel evler ve yoksul olan "başımızı sokacak kadar" diye tabir edilen evler, içindeki dekorları, içindeki hayatlar, fakir mahallesindeki yaşamlar, sofralar, karakterler, kıyafetler, umutlar, şaşırılan ve normal karşılanan şeyler, parası olmayanın güçsüz oluşu vs.
bu filmi izledikten sonra ve izlerken "zengin/fakir" ayrımı gayet net beliriyor kafanızda. onların hayatları ve diğerlerinin hayatları şeklinde. istinye park sahneleri bunu daha bi netleştiriyor.
"yalnızca bir film" diyorsunuz ama bu hayatlar gerçekten de yaşanıyor bir yerlerde. o evler, gecekondular sadece görüntü değil.
onun dışında bir mutlu son var. ama gayet mütevazi bir mutlu son. bu insanların hayatları gibi o da.
oyunculuklara değinmeye gerek bile görmüyorum.
not: her sahnesi gülmek için (sadece gülmek için) bir film değil.
öyle düşünerek, o beklentiyle gidenler hayal kırıklığına uğrarlar. ama dram ve biraz komedi dersek, o beklenti içinde olursak bizi memnun eder.