yaşayışlar...
yaşanmasada sarhoş yaşandıkça özgür
anlatıldıkça serbest anlatılmadıkça mahkum,
vurulmuşum ruhumun sarhoş terapilerine,
ayrılmış, aldatılmış gözlerimin mercan maviliği
susmuş, yaşamış yaşayışlarda...
hiçe beş kala toprak kokusunda
iki çivi, iki metre dip mi gönlümü esir alan?
melankoli aptal müzik kırıntıları içinde ben miydim?
tanrı sesimiydim yoksa!!!
kisli yabancı küf kokan mutfak sevdaları,
yatak odasına hasret, bayatlamış ten kokusu
yaşandıkça yaşanmaması gelen o tuhaf aşklar
sessiz, dilsiz, yabancı bir gramofon müziğiydim
serseri ruhumun yabancı, yalancı melodileri...
hasret kokan ben değişlerim, kendimde sende kayboluşlarım
eroin dolu şırınga saatlerde; esrar bakışların
son sigaramdaki nefes kadar rahat,
teninde özgür bir esrarcı kadar mahkum, hiçe beş kala yaşayışların amansız göz kırpmalarında...