doğu anadolu..
sokaklar, çocuklar, polis
ve
taşlar
aynı toprakta yazıldı kaderlerimiz, aynı havayı soludu ciğerlerimiz
çocuktuk..
bir çocuk bilir miydi düşman ne ? kim ?
çocuktuk işte
insan büyüyünce bile ayırt edemiyor dostu düşmanı.
dağlar yoktu belki bizim buralarda
ama
dağ kadar yürekler vardı..
dağlar kadar yürek
onların çocuk olmasını isteyen...
zor muydu çocuk olmak ?
sonsuz mavide uçurtma peşinde koşmak zor muydu ?
çocuk olmak yetinmek değil miydi elindekilerle?
parlayan gözlerle
karşılıksız sevmek değil miydi dünyayı
boyundan büyük sevmek ?
atılan her taşla biraz daha azalıyordu sanki çocuklukları..
büyüdüğünü sanan çocuklardı onlar.
ya da çocuk sanıyorduk biz
büyümüşlerdi..
onlar çocuktular...
oysa annesi, babası yerine koymuştu polisleri benim çocukluğum.
öyle severdi onları
özenirdi.
silahlarına değil
cesaretlerine.
polis kötülükleri sevmezdi
her iyi insan gibi..
çocuk olmayı öğretme öğretmeniyim ben.
uçurtma yaptım her biri için.
beyaz güvercinlerim de var.
yeter ki onlar sevsin
taşı,
toprağı,
insanı..
her çocuk gibi karşılıksız sevsin
parıldayan gözlerle........
edit: 'aileler çocuklarınıza sahip çıkın' cümlesi atılan taşlar karşısında hakkari polisinin ailelere yaptığı çağrıydı.
çocukluğumun hikayesi oldu..