lars von trier'in başyapıtı. emily watson'ın ne kadar önemli bir oyuncu olduğunun belgesi niteliğindeki film. trier'in diğer filmlerinden de aşina olduğumuz -kadrolu- oyuncularından stellan skarsgard, jean-marc barr ve udo kier de çok iyi performanslarla yerlerini alırlar bu başyapıtta. katrin cartlidge ise, filme ayrı bir tad katar. trier, yönetmenlikle sınırlı kalmaz, senaryosuna da el atar filmin.
--spoiler--
emily watson'ın canlandırdığı gelgit akıllı, saf bess'in tanrıyla konuşmaları ve sesini kalınlaştırarak tanrı ona karşılık veriyormuş gibi kendi kendine yarattığı tek kişilik diyaloglar, stellan skarsgard'ın emily watson'dan aşağı kalmayan performansı, trier'in omuz kamerası taktiğiyle adeta karakterlerin içine girerek filme muazzam bir samimiyet ve inandırıcılık katması, puslu görüntüler, breaking the waves'i unutulmazlar arasına sokar.
filmin kurgusu da çok ilgi çekicidir. bölümlere* ayrılan filmde, her bölümün başında, son derece çarpıcı parçalar eşliğinde, harika tablolara benzeyen fotoğrafımsı, ancak yine de hareketli ve estetik görüntüler sunar bize, trier. bu arada, bu birbirinden güzel parçalardan oluşan muhteşem de bir soundtrack'i bulunur filmin. üç saate yakın bir süre içinde, bir bölümden diğerine geçerken, suzanne'den, child in time'a, in a broken dream'e kadar birbirinden güzel şarkıları dinleme fırsatı buluruz.
lars von trier, yine her zamanki karamsarlığıyla bunalıma girmemizi sağlar. depresif bir ilerlemeyle sürüklediği filmi, kabus gibi bir sonla bitirir, ancak sanki o da bu kadar acıklı olmasına dayanamaz ve gökyüzünden çalan 'ilahi' çanları gösterir filmin sonunda.
genel anlamda filme baktığımızda, bence filme en büyük katkı, emily watson'ın dört dörtlük -hatta daha da fazlası- oyunculuğu tarafından yapılır. filmde en dikkat edilmesi gereken de, emily watson'ın muhteşem performansıdır. onun bu olağanüstü performansı, trier de başta olmak üzere, filmde yer alan herkesin -oldukça iyi olan performansını- gölgede bırakır.
kanımca, en etkileyici sahne; bess'in*, tek başına, yağmur altında, sırılsıklam, kayaların üzerinden, denize doğru son gücüyle çığlıklar attığı sahnedir.