bir arkadaşımla sürekli tartıştığım aptal konudur kendisi. kendisi bozduğu bakirelerle övünürken evleneceği kızda bekaret aramaktadır. aramızda geçen dialog aynen şöyle:
eleman: benim evleneceğim kız bakire olmalı.
ben : o zaman neden bakire bozuyosun lan it?
eleman: ben yapmasam başkası yapacak.
ben : hatun elbet ölecek. nasıl olsa ölecek diye eceli gelmeden öldür gacıyı öyleyse. aynı mantık.
eleman: ...
bu mal gibi düşünen başkaları var mıdır bilmiyorum ama ya evlenmeden ilişkiye girmeyeceksin erkek olarak ki karşı taraftan da bakire olmasını bekleyebilesin. en azından bakireyle ilişkiye girme onada razıyım. bu hatunlar muzla yada hıyarla kaybetmiyorlar ki bekaretlerini.
bekaret apış arasında değil ama beyinde de demiyorum. başka bi yerde. sevmiştir, sevişmiştir. veya karşısına bu mal yada benim gibi bi amcık çıkıp kandırmıştır. aşık olduktan sonra ne önemi var ki?
beri taraftan tanıdığım o kadar enteresan kızlar var ki. evlenene kadar bakire kalan fakat sonra kocasının boynuzlarının neredeyse arşa değdiği. hala bakire olup arkadan (bkz: anal sex) vermediği erkek kalmayan. yada gerçekten eline erkek eli değmemiş fakat kafasında bin kere becertmiş kendini. sorabilirsin kafasından geçeni sen nerden biliyorsun diye. yatmadan önce yüz fırça darbesini okumuş. yapamadığı fakat istediği herşeyi günlük gibi birşeye yazmış.
evlilikte aranması gereken önce dürüstlük sonra aşktır kanımca. zaten aşık olduktan sonra kerhaneden kadın çıkartıp sokarsın koynuna diyerek konuyu toparlayamasamda entrymi noktalarım.