çocuk yaşta sigaraya başlamak

entry15 galeri
    1.
  1. Birkaç ay önce arkadaşın ısrarı üzerine gittiğimiz o eş cinsel falcı, "2010 senin yılın olacak, iş hayatında başarılı olacaksın. Hımm bir de neşeli mi neşeli kumral bir hanım kız hayatına girecek." Demişti. Sanki kahve fincanında ":)" görmüştü. Ben seçememiştim tam ama bir bildiği vardı. Tarot marot derken, "eline de bakıyım" demişti de, elimin tersiyle vurmaktan zor alıkoymuştum kendimi.

    Söyledikleri heyecan verici sayılırdı ama bana eğer "yakın zamanda ailece bir nişana gideceksiniz ve giderken de yolda sen duygulanacaksın" deseydi daha çok heyecan duyardım ve şaşkınlıktan el falı bile baktırabilirdim ona. Zira daha tazeliğini koruyan duygularımla bu satırları yazıyorum. Çok uzun zaman olmuş ailece bir yere gitmeyeli. Babam önde, annem yanında ve biz çocuklar da arka koltukta. Belki de o çocukluk zamanlarında arabayla bir yerlere giderken, aile bireyleri arasındaki iletişimin çok daha güzel ve keyifli olmasıydı beni hislendiren. Sahi biz o tatlı iletişimi ne zaman kaybetmiştik?

    Güvenli bir sitede oturmamıza rağmen, yazları bile akşam ezanından sonra dışarı çıkamayışımız çok sinirlendiriyordu beni. "ya tamam, akşam ezanı okunur okunmaz geleyim; ama sonra tekrar çıkayım" desem de kabul görmemişti. içinde noktalı virgül barındıran bir cümle kurduğumu fark etmemin imkansız olduğu yaşlardaydım. 5. sınıf henüz bitmiş; Anadolu lisesi sınavından da güzel bir puan almıştım.

    isyan noktasına geldiğim bir gün, kendimi kaybedip ezana aldırmaksızın takılmıştım. Saklambaçtan tut, zillere basıp kaçma, şartel indirme gibi etkinliklerde bulunup zevkin doruklarına çıktığımız bir akşamdı. öyle bir zevk doruğu ki bu; bir benzerini şu yaşlarda yaşayabilmek için, esrar içip grup vitamin eşliğinde bilinçaltımı kurcalamam gerekir. Ama yapmam. illegal bir yol bu.

    Eve gelip saate baktım. 10 buçuğu gösteriyordu. Haklı bir gurur yaşadım o anda. Ta ki birkaç saniye sonra babam balkondan "ce e" yapana kadar. elini indirmeden, bir ters bir düz olmak üzere 2 adet sağlam tokat yiyince kaç saat ağladımı hatırlamıyorum.

    iletişimimizdeki bu ilk hasar, kötü alışkanlıklara yönelmeme zemin hazırladı. ilk sigara içişlerimde küfür ettiğimi bile hatırlarım babama. "çekin oğlummmm, babamın ruhuna" tarzında replikler söylerdim. Tam bu kötü alışkanlıklarla tanışma sürecinde, arkadaş ortamı 2'ye ayrılıyordu ve ben kötü alışkanlıklara meyilli gruba dahil olmakta hiçbir sakınca görmüyordum. Babama tepki olması amacı bu tercihimde rol oynuyordu. Doğru veya yanlışlığını tartışmak gereksiz şimdi.

    Daha sonra özgürce sigara içebilmek adına, ailecek yapılan etkinliklerden sürekli kaytarma operasyonları. Aile içi yapılan her şeye muhalefet. Söylenen yalanların çoğalması. Yalanın alışkanlık haline gelmesi gibi davranışlar aile içi iletişimimizi benim nezdimde önce zayıflatan sonra lise yıllarında tamamen koparan unsurlar olmuştu.

    Sürekli paket taşıyan bir tiryaki haline geldiğimde, okuduğum sınıfın tabelası 6'yı gösteriyordu. 7. sınıfta alkolle, 8. sınıfta da esrarla tanıştım. Son kısmı az hasarlı atlatmış olmam, gemilerin karadan yürütülmesi kadar mucizevi bir olay olarak yer tutar biyografimde. Otobiyagrofi mi acaba? ikisinden birini seçin siz; ben olsam biyografiyi seçerdim.

    Uzun zaman sonra "ailecek" bir yere giderken, işte ben yine arka koltukta, annem babam önde; onların oğlu gibi hissediyorum kendimi. Espriler yapıyorum, kardeşlerim gülüyor. Babam barış manço dinliyor yine. Kuzenin nişanına gidiyoruz.

    Nişanda, sigara içmek için dışarı çıkıyorum. Babamın da müzikten kafası şişmiş olmalı ki, dışarı geliyor. Tam aldığım dumanı verirken görüyor beni. Kafasını çeviriyor; hiç görmemiş gibi yapıyor. Başka tarafa gidiyor...
    47 ...
bu entry yorumlara kapalı.
© 2025 uludağ sözlük