"moderatör arkadaşların desteği ile önceden belirlediğimiz kişileri siliyoruz." demiş ve akabinde klasik olarak şakşaklanmaya başlamıştır. zira şu yaptığı hareketle insanları yönlendirdiği nokta ne yazık ki "süpersin abi, sözlüğün kalitesi abi, sana yalakalık yapmak için 3 gün kuyrukta beklerim abi" şeklinde kendisini şakşaklatma noktasıdır.
ilginç bir şekilde moderatörlerle birlikte bir liste hazırlıyor, gizliden gizliye bu liste kabarıyor ve insanların herhangi bir yargılamaya tabi tutulmadan, bir şekilde uyarılmadan, çaylak dahi olmadan uçurulmasına karar veriliyor. bu karar verilirken kişiye kendini savunma, yaptığını arkasında durma, gerekçe gösterme ya da bir şey söyleme hakkı verme şöyle dursun, gestepolar gibi kafasına göre liste tutma ve yargısız infaz etme yolu belirleniyor...
sistemin kendi kendini vaftiz ettiği, bütün berbatlıkların nedenini kendinden, kendi gibi olanlardan, kendine kayıtsız şartsız biat edenlerden gayrisine yüklendiği ve geriye kalacak kendisi gibi olanlarla kendini meşrulaştırmaya karar kıldığı andayız. dolayısıyla destekçi bulma ve akabinde destekçilere de aba altından sopa gösterildiği kazan-kazan stratejisinin uygulanmasının arefesindeyiz.
mesaj açık: ya biz gibi olacaksınız, ya biteceksiniz... zira sözlükteki varlığınızı kendi karakterinize, yazdıklarınıza, duruşunuza, fikrinize, zikrinize değil; sadece ve sadece sizin haberiniz bile yokken bizim keyfimizce hazırladığımız bir listeye lûtfen sizi dahil etmememize borçlusunuz. biz karar veririz, biz uygularız, biz kendimizi haklı buluruz ve siz, sadece ve sadece alkışlarsınız.. s.ke s.ke alkışlarsınız ya da s.ktir olup gidersiniz. unuttuysanız hatırlatalım...
kendisi ve birlikte gizli kapaklı listeler hazırladığı moderasyonunu temize çekme endişesi içinde olmayan birisi için oldukça açık ve gitmesi gereken yere giden bir mesaj.
ne zall'ı ne şürekasını tanırım. açıkçası zall'ın ekşi'den klonlayarak vücuda getirdiği ve yönetimini kayıtsız, şartsız, pervasızca, kafasına göre takılan, kimselere cevap vermeye tenezzül etmeyen, kendini nimetten sayan bir gruba teslim ettiği uludağ sözlük'le ilgili düşüncelerim de, yönetilme şekli, moderasyon ve zall'ın yazarlara seslenirken kullandığı üslup, sözlüğün varlığını borçlu olduğu yazarlara davranış şekli gibi yönlerden müspet değil.
bir sözlük olarak da birçokları gibi uludağ sözlük'ün lüzumsuz, yüzeysel, beş para etmez yazılarla dolu bir çöplük olduğunu düşünüyorum. ama birçokları, zall ve şürekasından ayrıldığım nokta şu ki, ben zall ve şürekası gibi bunun suçlusunun yazarlar olduğunu düşünmüyor ve aynı sebepten dolayı şu son uygulamayı meşrulaştırmak için kullanılan "son günlerde artan hakaret içerikli entryler" bahanesinin bariz bir çarpıtma ve yön şaşırtma çabası olduğuna inanıyorum.
zira bu açık bir yalan, berbat bir bahane.. en hafif deyimiyle, bariz bir çarpıtma. zira zall'ın bahsettiği ve pek şikayetçi olduğu, "hakaret içerikli" diye ilendiği entrylerin son zamanlarda artmadığı, bilakis, her zaman ama her zaman var olduğu ve bunların moderasyona yakın olanlarıyla olmayanları olarak kendi içinde ikiye ayrıldığı herkesin malumu. bu yüzden "biz gizlice liste yaptık, işimize gelmeyenleri atacağız" demek yerine, "hakaret içerikli entryler arttı da ondan" diyerek suçu yine ve yeniden yazarlara atmanın ipe sapa gelir bir yanı yok.
yalan, dolana başvurup işin içinden çıkma zall! sözlük bu haldeyse, sözlükte adam gibi yazan yazar sayısı bir elin parmaklarını geçmiyorsa, uludağ sözlük muadillerinden en kötü, en dandik, en sıkıcı ve en yüzeysel entrylerin sahibi olmasıyla ayrılıyorsa, hayatında hiç sözlük okumamış bir insan uludağ sözlüğü okuduğunda tiksiniyorsa bunun sebebi yazarlar değil; tam olarak sen ve senin yönetimi keyiflerine bıraktığın moderasyon denilen kişilerdir.
bu, yazarların değil, senin eserin zall! zira sözlüğü bu hale getiren, adam gibi yazanları arada kaynatan, iyi yazarlığı sadece ve sadece o berbat, o adil olmaktan çok uzakta olan formatınıza uymaya bağlayan moderasyondur. yani sensin. zira bu formata karar verip inisayatifi formatın çerçevelediklerinden alıp doğrudan doğruya moderatöre bırakacak şekilde belirleyerek, adaletsizliğin, keyfiyetin, kankiciliğin, adamcılığın ve dolayısıyla bu keyfiyet ehlinin çevresindeki hizbin eline bırakan tam olarak sensin.
bu sözlüğü bu hale getiren senin ve yanındakilerin karar verdiği bu berbat sistemdir. bu, şu yaştaki insanları bile yağcılığa iten, yazarların onlar/bunlar/diğerleri diye ayrılmasına imkan veren formattır. neredeyse birebir aynı şekilde yazmış, aynı üslubu kullanmış, aynı mantıkla yazısını vücuda getirmiş iki kişiden birisi taltif edilirken diğerinin uçurlmasına, çaylak olmasına imkan verecek kadar moderasyonun keyfine bırakılmış format ve onun nimetlerini keyfince kullanan, adalet mevhumunun ırzına geçercesine yazarları ayıran, çifte standart uygalayan moderasyonundur. bu sözlüğün bu halde olmasının, adam gibi tek entry girmeye değer olmamasının, girilen adam gibi entrylerin para etmemesinin; sadece ve sadece moderasyon çevresinde hiziplenmenin geçer akçe olmasının ve en önemlisi bunun hiçbir şekilde sorgulanamamasının tek sebebi sensin zall!
bugüne kadar format hakkında tek adam akıllı entryi tartışmaya yanaşmamışsanız, moderasyon denilen grup bunca şikayete, aleyhlerinde bunca entrye cevap vermeye bile tenezzül etmeyecek kadar burnu büyüklük yapabiliyorsa, sildiği entryde entry sahibi hakkını savunur, haksızlığı yüzlerine vurur diye nickini dahi belirtmiyorsa ve her şeye ama her tepkiye cevaben bu berbat, bu içler acısı, bu, sadece ve sadece kendi canının istediği gibi şekil verdiği formatı bahane edebiliyorsa suçlu sensin zall!
şimdi hiç boşuna hakaret içerikli entrydi, kaliteli entrydi bahanesine sığınmayın! siz yaptınız bunu. insanlarda sizin koyduğunuz bu adaletten uzak kurallara ve bu üsluba göre konumlandılar, ona göre davrandılar. ne para ediyorsa ona yöneldiler, geçer akçe neyse onu harcadılar.
zor değil mi? bunca insanla uğraşmak çok zor, değil mi zall? öyleyse kolayı seçmeyecektiniz, öyleyse adil olmak için her şeyi yapacaktınız, öyleyse adil kurallar koyacaktınız, öyelyse keyfiyete mahal vermeyecek kadar ciddi olacaktınız, öyleyse her türlü şikayeti göğüsleyip haklıysanız hakknızı savunacak, değilseniz adam gibi hatanızı düzeltmeye koşacaktınız... ama siz kolayı seçtniz ve şimdi sonuçlarına katlanıyorsunuz.
bak ben sana daha şimdiden söyleyeyim ne olacağını... o "bahar temizliği" dediğiniz şey hiçbir şeyi ama hiçbir şeyi değiştirmeyecek. 1 ay, bilemedin 2 ay sonra aynı halde olacaksınız. zira pislik bu tarafta değil zall, pislik, adaletsizlik, adam kayırmacılık, keyfiyet, görmezden gelme, yok sayma tam olarak bulunduğunuz yerde; paçalarınızdan akıyor.
eğer bir bahar temizliği yapacaksan oradan başlayacaksın. önce kendi kapının önünü süpürecek, ondan sonra yazarları suçlayacaksın, önce kendi yüz karanı görecek, ondan sonra başkalarının yüz karasını yüzüne vuracaksın.
kusura bakma, bu haldeyken bahar temizliğinden bahsedecek, pislikten şikayetçi olacak durumda değilsin. zira o denli batmışsın ki o pisliğe, gözünün önündekileri göremiyorsun. zira o denli güveniyorsun ki doğruyu yaptığına, pusulayı hepten şaşırmışsın. yazarları tehdit ederek işlerin düzeleceğini zannediyorsun. sözlükten birilerini uçurduğunda işler yoluna girecek zannediyorsun ama o denli şaşırmışsın ki, listeler hazırlamak için yardım aldığın kişilerin sözlüğün bu halinin asıl müsebbibleri olduğunun bile farkında değilsin. onlara sormaya devam ettikçe de bu pislikten, bu ahvalden kurtulamayacaksın, zira onlar hep yazarları suçlayacaklar ve sen hep yanlış tarafa bağıracaksın.
insanlarla uğraşmak zor, değil mi zall? arada bir aç gözlerini, belki değişir bir şeyler.. zor ama, değil mi?