ısrarla istemek, bir türlü doyuma ulasamamak, kana kana içmek; bazen ellemeden uzaktan bakmak ya da bakmak zorunda kalmak, bana göre bencilce sahiplenme isteği ve en onemlisi aynı zamanda bu duyguların daha fazlasını ondan beklediğimiz; arka fonda çalısan programlar gibi performansı etkileyen, kapatsan kapatamayacagın, zihin sahnesine seneryo olan, orada bile dogal olmayan kişinin hayal boyutunda büründüğü roller, kurgular ve uydurmalar bütünü. bu yuzden gercek aşkın olmadıgı söylenir, oysa sahtelik kişilerden veya duygulardan değil, tamamen kendi kafadan attıklarımızdan gelir. zaten o yuzden çok güzeldir. keske kafadan attıklarımız yuzunden hiç g*t olmasak, ya da g*t etmeyecek birisiyle karşılaşsak..