anadolu çoğrafyasında doğup yeşeren bir inanç olan alevi inancına mensup olanlara karşı yapılan bir çok kıyım verdır. katliamların asıl nedeni siyasidir fakat zamanla bu siyasi inatlaşma iki inancı birbirinden uzaklaştırılmış ancak cumhuriyet tarihi ile aleviler rahat bir nefes alabilmişlerdir. osmanlı döneminde yavuz sultan ile başlıyan kıyımlar 1800'lu yıllara kadar sürmüştür. osmanlı devletinin halifelik derdine düşmesiyle kendi halkından uzaklaşmış, balkan ve arap çoğrafyasına uzaklaşmıştır.
şalvarı şaltak osmanlı,
karısı kaltak osmanlı
ekerken yok biçerken yok
harmana ortak osmanlı
Talibiyim kurtulmadım çileden
Mültezimler öşür alır kileden
En doğrusu kaçmak imiş Zileden
Hiç gelmemek Nurun ala nur imiş
Yürü bre Hızır Paşa
Senin de çarkın kırılır
Güvendiğin padişahın
O da bir gün devrilir
Fetva verir yalan yulan
Domuz gibi dağı dolan
Sırtına vururum palan
Senin gibi hayvan var mı
yukarıda eklediğim deyişlerden anlaşıldığı gibi osmanlı döneminde aleviler üzerinde baskı olduğu gibi köylüler üzerindede ağır baskılar vardı. saltanat içinde yaşayan yalnızca osmanlı devletiydi.
cumhuriyet dönemine kadar aleviler üzerinde baskı vardı fakat vergilerini ödedikleri sürece alevilere dokunulmuyor, memurluk sıfatı verilmiyordu. sarayda görev almaları ancak inançlarından pirim verdiklerinde gerçekleşebiliyordu.
kurtuluş savaşına destek veren alevilerin ilk hayal kırıklığı dersim olaylarıyla başladı resmi kaynaklara göre toplam 13 bin kişi öldü ve 12 bin kişide sürgün edildi. bu bölge halkının din adına isyan etme olasılığı yoktu cünkü tamamı alevi inancına mensuptu, anadolunun ortasında devlet kurma gibi bir düşünceleride olmadığı bir gercek. tek neden farklı bir inanca ve dile sahip olmalarıydı. yeni kurulan türkiye devleti türk milliyeti üzerine ve inanç olarakta haniifi mezhebi üzerine yapılandırılmaya çalışılıyordu. dersimdekiler alevi oldukları gibi farklı bir dile sahip zazalardı.
dersim olaylarından sonra ise devlet ile aleviler karşı karşıya gelmedi çünkü laik devletin savunucuları aleviler oldu. fakat aşırı dinci kitleler alevilere karşı saldırıları sürdürdüler. çorum, sivas, malatya, maraş katliamlarıyla aleviler türkiyenin batısına özellikle izmire yerleşmeye başladılar.
son olarakta gazi olaylarıyla alevilere karşı saldırılar düzenlensede türkiyedeki aleviler toplumsal huzuru bozmamaış bu saldırıların tamamına sabırla karşı koymuşlardır.
günümüzde ise aleviler ve sunniler arasındaki bağ daha da kuvvetlenmiş, birbirine düşman edilmeye çalışan iki inanç insanları sevgi etrafinda birleşmişlerdir.