genç yaşlarında başladığı müzik serüveninde, her zaman kendisine esas adından daha yakın bir ad olarak gördüğü elliott'ı kullanmayı uygun gördü. 1998'de good will hunting filminin müziklerini yaptığı zaman tanındı. bu film müzikleri, kendisine en iyi parça* dalında akademi ödülü adaylığı getirdi. ancak, aynı sene tüm akademi üyelerinin de içinde olduğu cümle alemin bütün ödülleri alması için desteklediği 'titanic' filminin celine dion tarafından icra edilen 'my heart will go on' şarkısına hiç de hak etmemesine rağmen, ödülü kaptırdı, elliott smith; ki bunu umursadığını hiç sanmıyorum.
en bilinen parçası, bir dönem özellikle radyo eksen ve kent fm tarafından çok fazla çalınan waltz#2 olan elliott, belki de son 10 yılda kendi müzik dilini yaratan az sayıdaki müzisyenden biriydi. buğulu sesini bir enstrüman gibi kullanır, gitarıyla hep inandığı ve anlamı olan besteler yapardı. kimsede olmayan bir tonlaması ve vokal tarzı vardı; sanki onun dışında şarkılarını başka birisi söylese, yani onun bir parçası coverlansa, şarkı bütün tılsımını yitirir gibi gelir bana.
bestelerinden de anlaşılabileceği üzere, duygularını en üst düzeyde yaşayan bu nev-i şahsına münhasır kişilik, ne yazık ki alkol ve uyuşturucu madde* tüketimi gibi konularda da üst seviyelerdedir. hiç bitmeyen bir bunalım, belki de gerçek bir müzisyen olmanın getirdiği dayanılması güç yaratıcılık krizleri, vs. onu 34 yaşında, 2003 yılında aramızdan aldı. kalbine ve midesine iki defa bıçak saplayarak intihar eden smith'in bıraktığı notta şu yazı vardı: "elliott god forgive me."