son günlerde hakkında çıkan haberler karşısında yeter artık vurmayın adam öldü demek istediğim türkiye cumhuriyeti genelkurmay başkanı.
az bir şey savunacak bir şey bulsam savunacağım kendisini. trabzon'da açıklamalar yapmış. hukuk devletine bağlıyız demiş kendileri. gerçekten de hukuk devletine ne kadar bağlı olduklarını aynı konuşmada belli etmiş.
adli makamlar için diyor ki; askerlerle iligli bir şey söz konusu olduğunda adli makamlar gelsin bizden bilgi alsın. bunu hukuk devletine bağlı bir genelkurmay başkanı söylüyor.
aynı mantıkla herkes adli makamlara böyle diyebilir. mesela bana bir dava açılacaksa ihl sözlük yönetimi; adli makamlar gelsin bizden bilgi alsın diyebilir. amma güzel olur ha. * kurumlar arası çatışma da çıkmamış olur.
ah ah eskiden ilker paşa'nın koltuğuna oturmak için bütün askerler can atarlardı. planlar yapılırdı genelkurmay başkanlığını kapmak için. rakip görülen generalleri etkisizleştirmek için bazı gazetelere bazı enteresan haberler servis edilirdi.
ama artık dünya da değişti, türkiye de değişti. artık genelkurmay başkanlığı 90 bin tane askeri göz göre göre ölüme yollayıp, tek kurşun atmadan ölümüne sebep olup da hiç kimseye hesap vermediği bir kurum olmaktan çıktı. türkiye de bunların hesabını sormayan/soramayan bir ülke olmaktan çıktı.
bu yüzden artık ilker başbuğ'un; şu görev bir an önce bitse de kurtulsam diye iç geçirdiğini düşünüyorum. çok zorlu günler geçiriyor kendisi. ne dese annda cevap alıyor. elini kaldırsa birileri önce elini indir diyor. lav silahına boru parçası deyip işin içinden sıyrılmaya çalışsa, ertesi gün işin doğrusu gazetelerde çıkıyor. irtica ile mücadele eylem planı bir kağıt parçasından ibaret deyip olayı unutturmaya çalışıyor sonra o belgenin de gerçeği çıkıyor, ergenekondan yargılananları hapiste ziyarete adam gönderiyor adamın şeceresi gazetelerde çıkıyor..
ve bu adam koskoca bir ordunun başkanı.
ama suçu onda görmüyorum ben açıkası. suç onun başına geçtiği kurumu o hale getirenlerde. o ne yapsın ki? o nas'olsa genelkurmay başkanından kimse hesap soramıyor diye alıştırılmıştı. çünkü böyleydi bu zamana kadar. genelkurmay başkanı başbakan da azarlardı, cumhurbaşkanına da posta koyardı eskide ve kimse de kendisine bu iş senin üzerine vazife değil demezdi. o da böyle bir kurumun başına geldiğini düşünüyordu..
bu düzen değişti ve kabak da ilker başbuğ'un başına patladı. bundan 10 sene evvel genelkurmay başkanı olmak neydi be.. kendisi de bunu isterdi hiç şüphesiz. ama malesef o günler artık geçti inşallah.