eski türkçede karşılığı konur olan renk. eski türkçede öyleymiş. daha sonra kesin tarihi belli olmamakla birlikte kahverengi ismini almış. kahveyi çağrıştırdığı için kahve rengiismini almıştır belki de kahverengi ifadesi bu renk için daha doyurucu bir anlam ifade ettiğinden böyle olmuştur.
nitekim açık turuncu ve pembe arası bir renge yavruağzı deniliyor.
buradan da şu sonucu çıkarabiliriz; bir rengin ve hatta herhangi bir kavramın adı onu çağrıştıran kavramla ne derece ilişkiliyse işlevselliği de o derece yaygınlaşmakta.
peki o zaman kırmızı neyi çağrıştırmakta diye akla gelebilir ki şöyle diyebilirim; kırmızı kendi kendini çağrıştıracak kadar dile yerleşmiş demek ki.