gün itibariyle yazarı olarak(çaylaklık sürem dahil) birinci senemi doldurduğum sözlüktür. bu entry de sözlükteki geçmişime bir bakış, bir anı tazeleme entrysi olacak. sıkıcıdır, okumazsanız alınmam. ha, alınsam kim sallar o da var. neyse, öncelikle bana burada yazma imkanı verdiği için biricik adminimiz, canımız, süper kahramanımız zall'a teşekkür ediyorum. *
"sözlük" kavramını ekşi sözlük ile öğrendikten sonra diğer sözlüklerden de haberdar olmuş, ara ara girip okumaya başlamıştım. sonrasında can sıkıntımın tavan yaptığı, ilgimi yöneltecek hiçbir şey bulamadığım bir zamanda burası yardımıma koşmuş, beni kadrolu yazarı yapmıştı. tabi önce kısa süreli bir çaylaklık dönemi, ardından emekli moderatör rs ne la'nın yazarlığımın onaylandığına dair özel mesajı ve sözlükteki toyluk vakitlerim... *
beşinci neslin son yazarlarındanım. daha sözlüğe adım atmamla nesil savaşlarının ortasında kalmam bir olmuştu. benim hemen ardımdan altıncı nesiller gelmeye başlamış, sözlükte bir kaos ortamı oluşmuştu. tabi o zamanlar bilmiyordum ki bu mekanın kaossuz tek bir günü olmuyor. o kaos ortamına alıştıktan sonra sözlükte dikkatimi çeken ilk yazar bluevelve olmuştu. bu yüzden bluevelve benim için özeldir. ona yanlış yapan bana yanlış yapmış olur. çizerim. dokunmayın lan! o ki bir istikrar abidesi, o ki bir yılmaz savaşçı, o ki bir karma canavarı, o ki paragrafların anasını ağlatan kişilik... *
toyluk dönemlerimde "troll nedir? neye denir? yenilir mi? yan etkisi var mıdır?" gibi sorular sorardım kendi kendime. yabancıydım daha sözlük ortamlarına ve troll olmanın mantığını kavramam epey uzun sürmüştü. ilgi toplamak için zırvalamak aşırı saçma gelmişti. hala da öyle geliyor ya neyse. işte bu dönemimde kendimi troll avcılığına adamıştım. lakin her troll avcısı gibi sazandım aslında. troll denilen yazar cinsinin ayar yiyerek büyüdüğünü anlamam için biraz daha tecrübe kazanmam gerekiyordu. *
gerek reel yaşantımda gerek sözlük ortamında hiçbir zaman polemiklere, tartışmalara girmekten hoşlanmadım. gerçi ben reel yaşantımda da buradakinden farklı olduğumu düşünmüyorum. normalde yapmayacağım ya da yapamayacağım şeyleri sanal alemde de yapmam. ama yine de ikisini birbirinden ayırma isteği duydum. her neyse, işte sözlükte de polemiklere fazla girmediğim için(ha bir kaç çok ufak olay olmuştur tabi ilk zamanlar, dedim ya troll avcısı görünümlü sazandım diye) özel mesaj kutum pek yanmaz. ha diyeceksiniz ki "sadece polemikle, tartışmayla mı özel mesaj alınır". hayır tabi. ama ben yorum, övgü veya sövgü alacak derecede kayda değer bir yazar olmadığımdan dolayı bir tek o kalıyor bana. amma uzattım ha! kısacası, sözlükte çok fazla arkadaşı olan birisi değilim. sözlük sayesinde tanıştığım ve belli bir sürenin üstünde sohbet ettiğim yazarların sayısı üç, bilemedin dörttür. bilememeni de normal karşılıyorum tabi. nereden bilecen benim kaç yazarla konuştuğumu? yine de gidiş yolundan puan veriyorum. bak yine içine ettim konunun. ben bunu hep yapıyorum. bir gün kapattıracam kendimi kernel amadeus'la aynı odaya o olacak. ne diyordum, işte konuştuğum fazla insan yoktur sözlükte. o birkaç güzel insana da can sıkıntıma derman olduklarından dolayı teşekkür etmek isterim. ****
sözlükte bir müddet takıldıktan sonra sağını solunu kurcalamaya başladım. bu kurcalamalarımın neticesinde radyo uludağı keşfettim. bu noktadan sonra bana bir eğlence kaynağı daha çıkmıştı. pek sevmiştim radyoyu. diceyleri de öyle, her birini ayrı ayrı. radyonun gediklisi olup çıkmıştım. "dj"lerden önce geliyor, onlar radyoyu kapadıktan sonra da ortalığı topluyor öyle çıkıyordum. sayelerinde geçirdiğim eğlenceli saatler için bütün diceylere teşekkür ediyorum. **
toyluk dönemim de bitti tabi sonunda. sözlükte çok zaman geçirmiş, çok okumuş, çok incelemiştim. artık troll(kimileri trol der, o da uygundur) nedir biliyordum. kimin ne amaçla sözlüğe geldiğini birkaç entrysiyle anlayabiliyordum. favori yazarlarım olmuştu, ısınamadıklarım olmuştu. lakin ben sadece favorilerden bahsedeceğim. ardından sürprizlere geçip çim pistte en iyi koşan 20 atın listesini verdikten sonra entryi bitireceğim.(yine konuyu dağıttım, evet). bu sözlükteki favori yazarım deatly'dir. kendisinin yazmadığı her gece ağlıyorum. eğer gün olur da tekrar yazmaya başlarsa her gün bir dakika saygı duruşu gibi bir dakika göğüslerimi sıvazlayacağım onun için. başka bir favori yazarım ise morganize isler. kendisinin yaratıcılığını çok takdir ediyorum. arada kendini tekrara geçse de görebildiğim kadarıyla hayal gücünün tavan yaptığı başlıkların birçoğu kendisine ait. ayrıca sabit kalmayıp sürekli kendini yenilemesi başka bir artı özelliği. seviyorum kendisini. yazar olarak lan, bakmayın öyle! **
bir sene içinde üç kere de çaylaklık yaşadım. ilki herkesin yaşadığı yazarlık öncesi dönemdi. sonraki ikisi ise formatı ihlal etmekten. gerçi ben hala onları birer tartışmalı pozisyon olarak görüyorum ve moderatörleri başkanlığını ahmet çakar ve erman toroğlunun yaptığı bir mahkemede yargılatmak istiyorum. yine de seviyoruz moderatörleri. sizin işiniz de zor be abi *
yazmaya devam etsem sabaha kadar yolu var. ama zaten okuyan olmayacağı için kalanına sözlükpad'den de devam edebilirim. bitirelim artık entryi. *
haa unutmadan, şimdiden bütün uludağ sözlük'ün yeni yılını kutlarım. biliyorum, daha var ama olsun. hepinize de selam ederim.