din kimsenin babasının malı değildir. bir insan bir dine dahil olur ya da olmaz. olması dinin sahibi olduğu manasına gelmez. olmaması da kendi kararıdır. dine inanana ve onun inandığına laf etme hakkı vermez.
dinlerin tarihine bakıldığında şu net olarak görülür ki; hristiyanlarda kiliseler, islamiyet'in olduğu topraklarda ise denk kurumlar ve kişiler, dini kendi (dünyevi) kişisel ve kurumsal amaçları için, varlıklarının olanca kudretiyle sürmesi için, halk üzerinde otoriteyi sağlayabilmek için kullanmışlar ve kurallarına uymayanları cezalandırmışlar, dışlamışlar.
söylenecekler var ama direk konuya bağlamak istiyorum.
fetullah gülenin ne olduğunu biliyoruz. islami öğeleri (kimisi sünni inanışın öğeleri olmak üzere) ağızlarından düşürmeyen siyasetçileri de iyi biliyoruz ve kendileri yukarıda bahsettiğim kapsam içerisindedirler. dini kullanırlar, halkı kolay yönetirler ve kandırırlar.
başlı başına dinin, birileri tarafından çıkar sağlama aracı olarak kullanılıp halkın kandırılmasında rolünün olması
dinin mi suçudur? yoksa 'birileri'nin mi? dini duyguları sömürenlerin mi?
eğer cevabın 'dinin suçudur' ise; kendi kararındır karışmam. yalnız sen bu yanlış düşüncenin sonucu olarak dine küfredemezsin.
cevabın 'dini duyguları sömürenler' ise; bu lanetlere, kendilerini Allah gibi görenlere, ciğeri beş para etmez yezid soylarına karşı iki laf söyle, dine laf etmen kendi kuyunu kazmak gibidir.
sözlerimi öz eleştiri olarak algılayın, bu emperyalizmin oyuncaklarına karşı mücadelenizi doğru kelimelerle, sözlerle, davranışlarla yapın. yapamıyorsanız susun da mücadele edenlerin işi rast gitsin.