afganistan

entry451 galeri video5
    44.
  1. Bir zamanlar Atatürk'ün müttefik olarak seçtiği ülkedir. Sefirler, doktorlar, öğretmenler gönderilmiştir. Uzak köylerinde bile duvarlar atatürk resimleriyle doluydu. Çünkü, bu ülke için Türkiye Cumhuriyeti örnekti. Cumhuriyetin ilk misafiri Afganistan Devlet Başkanı Emanullah Han idi. Emanullah Han'ın eşi Türk kökenliydi. Batı'ya karşı Sadabad Paktı'nı kuran Mustafa Kemal, pakta önce Afganistan'ı davet etmişti.

    1 mart 1921 tarihinde Afganistan ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Moskova'da bir antlaşma imzalamıştı. buna göre;
    "Bu akdi imzalayan taraflardan biri, doğuyu istila veya istismar politikası takip eden herhangi bir emperyalist devlet tarafından bir tecavüz halinde, bu tecavüzü kendine yapılmış addedecek ve gereğini yapacaktır" deniyordu.

    Şimdiyse Obama'nın isteği doğrultusunda Afganistan'da çarpışabilecek asker göndermemiz söz konusu.

    Afganistan çok zorlu savaşlardan sonra 1919 yılında bağımsızlığına kavuşmuştur. Aşağı yukarı aynı yıllarda kurulan S.s.c.b. ve Türkiye birbirlerini tanıyan ilk ülkeler oldular, dostluk anlaşması imzaladılar. Atatürk'ün emriyle Afganistan'a gönderilen en iyi doktorlar, mühendisler ve öğretmenler Kabil'de hastane, tıp fakültesi ve okul kurdular.

    Bu gelişmelerin ışığında Türkiye'yi kendine örnek alan Afganistan'da Büyük Millet Meclisi kuruluyor, tek eşlilik yasalaşıyor ve kıyafet devrimi yapılıyordu. Reformlar önemli ve köktendi ama çok hızlıydı. Bu arada ise ingilizler boş durmadı içeride etnik bölünmeyi kışkırttılar. Emanullah Han'a karşı bir dinci cephe oluşturdular. 1928 yılında Emanullah Han italya'ya kaçmak zorunda kaldı. Bundan sonra gelen her iktidar darbelerle yerini yenisine devretti, yeni gelenlerde liderlerin çoğunu öldürdü.

    Atatürk'ün ölümünden sonra Afganistan ile ilişkilerimiz sıcaklığını kaybetti. 1947 yılında Afganistan'a gönderilmiş bulunan son mühendis ve subaylarımız geri çağrıldı. Aynı yıl Türkiye IMF ile tanışmıştı. BAtıya yönelmişti. Batı ise doğu ile ilişkilerimizi sonlandırmamızı istiyordu. 1950'lerde Afganistan yabancı devletlerce sarılmıştı. Amerikan istihbaratı ve Rus gizli servisi Kabil'e çöreklenmişti. Amerikan mahalleleri, rus mahalleleri, alman kültür evi ve misyoner dernekleriyle bugünkü Erbil'i anımsatıyordu. Afganistan iki dev arasında kalmış bir çocuk gibiydi. Yüzünü batıya dönmeyi tercih ettiği anda ki sene 1979'du Sovyet isşaline uğradı.

    Ne var ki bu işgal Sovyetlerin sonunu hazırladı. Sovyet işgaline karşı direnen mücahitlere ise para ve silah yardımı yapan Amerika'ydı. Mücahitler tehlike arz edecek şekilde palazlanınca Amerika saf değiştirdi ve Taliban'ı destekledi. Bunun sonucunda Taliban, Afganistan'da sınıfsal ve etnik uçurumları kullanarak ve tek bir mermi dahi atmayarak iktidarı ele geçirdi. 1996 yılında ise Taliban palazlandı ve Amerika yeniden harekete geçti. Komünist bloğun devrilmesinden sonra ABD'ye yeni bir düşman lazımdı. Bu da islam oldu. Afganistan ise ABD'nin orta asya'ya yerleşmesi için gerekli bir üs'tü, aranan bahane 11 eylül 2001 yılında ikiz kuleler saldırısı oldu. Bir zamanlar Amerikan istihbaratının adamı olan Usame Bin Ladin ismi duyuldu. Amerika onu bulma bahanesi ile Afganistan'a girdi.

    Peki ama Afganistan'ı böylesi cazibe merkezi haline getiren nedir? Öncelikle bilinmelidir ki dünya enerji kaynaklarının dörtte üçü asya'dadır. Afganistan ise orta Asya'nın göbeğindedir. Bulunduğu yerden ABD'nin baş düşmanı olan iran'a, yükselmekte olan Çin ve Hindistan'a ve eski düşman Rusya'ya gözdağı verilebilir. gelecekte el konulacak orta Asya petrollerini Hint okyanusu'na ulaştırmanın yollarının arayan ABD'nin bu yüzden bu ülkeyi hedef seçtiği düşünülmektedir. Stratfor Düşünce merkezi tarafından ortaya atılan yeni ve bölünmüş Afganistan ve Pakistan haritaları da bu iddiayı doğrular niteliktedir. Stratfor Düşünce merkezi'nin yaydığı haritaya göre pakistan toprakları üçte bir oranında küçülmüş ve pakistan'ın kuzey bölgelerine Afganistan el koymuştur. Güneyde ise Afganistan ve Pakistan toprakları üzerinde batısında iran ile komşu, hint okyanusu'na kıyısı olan Bir Belucistan devleti konulmuştu. Stratfor Düşünce Merkezi aynı zamanda pentagon'un da danışmanlığını yapmaktadır.

    Bugün ABD, Afganistan saldırıları için terörü ve dünya uyuşturucu ticaretinin üçte ikilik bölümünü karşılamasını gösteriyor. Oysa 1980 yılına kadar afyon üreten ülkeler arasında Afganistan'ın adı bile geçmiyordu. O yıllarda Sovyet işgaline karşı mücahitlere yardım eden ABD bunun karşılığını bu şekilde aldı. 1986 yılında Amerikan istihbaratı bölgeyi tamamen ele geçirmişti ve uyuşturucu, eroin işi de en petrol işi kadar gelir getiriyordu.

    Amerikan siyasetinin en önemli isimlerinden Richard holbrooke'un da Afganistan ve pakistan özel temsilciliğine getirilmesi unutulmamalıdır. Holbrooke, 23 Mart 2009'da "Hedefte sadece Afganistan değil, Pakistan da var demişti."
    0 ...