hasan ali toptaş külliyatına gölgesizler'den ya da uykuların doğusu'ndan başlayanlar ve onun dilini, kelimeleri eğip büküşünü, kişileri "olağan"ın dışına itişini, kimi zaman karşısındakinin yerine geçisini örneğin kahramanın, hayallerin gerçeklerle olan sınırını sürekli ihlal edişini ve olay örgüsünü bir yitirip bir bulmayı sevenler için biraz daha light kaçan bir anlatım göze çarpıyor bu kitapta. özellikle kitaba da ismini veren "ölü zaman gezginleri" öyküsüne kadar kimi satır aralarında buluyorsunuz alışıldık toptaş anlatımını. sonra bu öykü tamam dedirtiyor bunu kesinlikle uykuların soğusunu yazana toptaş yazmış.
esasen zaman, insan ve olay üçlüsünü çok iyi kullanan toptaş için bir çıkış diyebiliriz bu kitap için. kitapta anlatıcı bir yazar olurken bir a karakteri olabiliyor örneğin. sonra bir b karakteri c ve d karakterine bölünerek c karakteri üzerinden d karakteri eleştirilebiliyor. toptaş'ın gelecek kitapları için olağan anlatımının şekillenişini de görebileceğiniz bir kitap kuşkusuz.