namusa kantitatif yaklaşım

entry1 galeri
    1.
  1. nasıl olur? anlatıyorum:

    üzerinde namus ölçer yazılı makineyi aldım elime. kardeşimin çalışma masasında duruyordu. ilgimi çekti. bir ibre, rakamlar ve bazı sözcüklerden oluşuyordu. düğmesine bastım bir genç kızın heyecan ve merakıyla. kendimden emindim. gülümsedim. orta namus 69 yazılı bir ekran çıktı karşıma. nasıl yani diye düşünürken kardeşim girdi içeri.

    -bu ne yahu?
    -namus ölçer. (makineye bakar) orta namus çıkmışsın!
    -niye gülüyorsun ya? nasıl çalışıyor bu?
    -senden aldığı elektriksel namus iletilerini algılayıp ölçüm yapıyor.
    -ne namus iletisi? ne saçmalıyorsun?
    -kimyasal bir olay bu. sinirsel iletim işte. nasıl olduğunu sorma. bu benim buluşum. yarın tanıtıma gideceğim...

    ilgimi hak eden alete hayranlıkla baktım. bir yandan kızgındım ona. orta namus neydi? ben nasıl bir insandım öyle? "anneme yapalım bunu." dedim. "ikna et beni!"

    büyük bir heyecanla o garip tuşa bastırdık annemin elini. "dur!" dedi kardeşim, "temas etme eline, senden de etkilenir." çektim hızla elimi. annem yüksek namus 180 çıktı.

    ertesi gün kapı acı acı çaldı. suratı asıktı. halbuki onun buluşu, bir çağı kapatıp yeni birini açacaktı. artık kimse kimsenin hakkında ileri geri konuşamayacak, mini giyiyor diye her kıza kaşar gözüyle bakılmayacak, kafasını örten her kız namus timsali görülmeyecek, yere bakarak yürüyen erkeklerden düğmeye basması istenecek, dünya çok daha iyi bir yer olacak, önyargılar yıkılacak, herkeste birer cep namus ölçer olacaktı.

    gözden kaçırdığımız nokta ise bazı öğretmenlerin de insan olmalarından ötürü namussuz 3 yazılı ekranla karşı karşıya kalabilecekleriydi. bu onların asla kaldıramayacağı bir sonuçtu. (kardeşim bunu engellemeliydi. onlara farklı bir program yapmalıydı. farklı bir ölçüm. ama olmadı.)

    -noldu neden suratın asık?
    -abla, öğretmen beğenmedi makineyi.
    -nasıl olur? çığır açtın sen, salla öğretmeni! o zaten bi boku beğense kafamı kesecem.
    -abla...
    -efendim?
    -öğretmen komisyon önünde namussuz çıktı.
    -?!!

    bu beklenmedik olay karşısında bir yandan makinenin kudretine saygısızlık yapmamaya çalışırken, bir yandan öğretmenin yerine koymaya çalışıyordum kendimi.
    "üzülme bence. bağlantı kablolarında bir sorun olmuştur." diyebildim. makine kutsaldı hala. bir yandan da öğretmeni için "vay demek öyleymiş namussuz!" demek istedim. diyemedim.

    namusa kantitatif yaklaşım örneği sunan elimizdeki ilk ve son prototipte dün öğlen saatlerinde parçalanmış olarak bulundu. kapıdaki kediden şüpheleniyoruz. namusun ölçülemediğini bir kere daha kabullenmiş olarak yazıma son veriyorum.

    not: hikaye tamamiyle gerçektir.
    0 ...