Kontrol etme: Anksiyeteyi azaltmak ve iç çatışmaları çözmek için çevredeki olayları veya nesneleri aşırı bir biçimde kontrol etme ve düzenleme çabası.
Yer değiştirme (displacement): Bir dürtü veya duygunun ait olduğu nesne veya düşünceden başka bir nesne veya düşünceye döndürülmesi. Döndürüldüğü yerde dürtü veya duygu daha az bunaltı oluşturur.
Disosiyasyon (çözülme): Duygularla başedebilmek için kişisel kimlik duygusunun değişmesi. Kimlik, hafıza veya bilincin normal olarak gerçekleştirdiği bir araya getirme işlevlerindeki bozukluk veya değişiklik. Bunaltı yaratıcı durumdan uzaklaşma amacıyla bilinç durumunun değiştirilmesi.
Dışa atma (eksternalizasyon): Yansıtmadan daha genel bir mekanizmadır. Kişinin kendi dürtüleri, duygudurumu, davranışları, düşünce biçimi ve kişiliğini dış dünyada ve dışardaki nesnelerde görme eğilimidir.
inhibisyon: Dürtüler, süperego veya çevresel güçlerle çatışmasını azaltmak üzere bilinçli bir biçimde ego fonksiyonlarının sınırlandırılması.
Entellektüalizasyon (düşünselleştirme): Duygulardan uzaklaşabilmek amacıyla entellektüel süreçlerin aşırı kullanımı. Dikkat dış gerçekliklere yoğunlaştırılarak iç duyguların ifadesinden kaçılır.
izolasyon: Birlikte olan duygulanımın bastırılarak bir düşüncenin bölünmesidir. Sosyal izolasyon nesnelerle ilişkinin olmamasıdır.
Usa vurma (rasyonalizasyon): Başka türlü kabul edilemez olan tavır, davranış ve inançların mantıklı açıklamalar getirilerek sunulmasıdır.
Reaksiyon formasyon (karşıt tepki kurma): Kabul edilemez bir dürtü tam tersine çevrilir. Ego gelişiminin erken devrelerinden itibaren sık kullanılırsa bir karakter özelliğine dönüşür.
Bastırma (represyon): Düşünce veya duygunun kişinin kendi isteğiyle olmadan bilinçten uzaklaştırılmasıdır. Birincil bastırmada düşünce veya duygular hiç bir zaman bilinç düzeyinde yaşanmamıştır. ikincil bastırmada ise bir zamanlar bilinçli olarak yaşanmış düşünce ve duygular bilinçaltına itilirler.