Sana yazdıklarım, seni
düşünmemin hala bir adım gerisinde.
Üstümde açılan bir paraşüt gibi ama,
daha yavaş düşmemi sağlıyor yere.
Renksiz heykellerin üstünde,
o öğle sonrası düşünü ilk anladığım günde.
"Çocukluğumun gündüz uykuları" gibi ,
hiçbir şey kalmayacak yakında.
Her şeyi yaşadığımızı hatırlatan,
o yaşanmamışlık hissi dışında geriye.
iyi bak sana yazdığım her dizeye,
çocuğun gibi koru hepsini, birlikte öğren:
Çünkü onlardır rüyalar gibi
bize yokuşun olmadığını gösteren merdiven.
Ve şimdi üstümüzden adım adım yukarı çıkan zaman,
ve şimdi zamanın boynuna astığım kolye,
ve şimdi kolyenin bir halkası daha düşüyor;
ve işte bir kadının zihni, yıkılmış "saat kulesi." *