Bu davanın üsulen yargıtaydan döneceği kesindir. Niye mi, ceza muhakemesi usulleri kanununa göre soruşturma yapan, o tutuklama kararlarını veren hakimler; yargılamada yer alamaz. Ama bu davada görev almış soruşturma hakimleri aynı zmanda yargılamada da yer almaktadır. Bu durum her türlü Türk kanunlarına hem de Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere aykırıdır. işin ilginç tarafı, bunu gayet iyi bilen sayın yargıçlarımız ve savcılarımız, neden bile bile bu hatayı yapıyor? Bunun mantığını anlayabilmiş değilim.
Kaldı ki, bazı basın yayın organlarında bir kaç ay önce bir resim çıkmıştı. Ergenekon soruşturmasını yürüten çeşitli savcılar, emniyet mensupları ve davaya bakan hakimlerden biri, dava daha söz konusu bile olmadan yaklaşık 1 yıl önce bi iftar yemeğinde buluşmuş ve resimleri gazetelerde yayınlanmıştı.
Sanırım daha fazla söze gerek yok. Ama illa gerek var derseniz şöyle açıklayım: tesadüfen böyle bir durum vukuu bulsa dahi, ilgili hakim ve savcıların bu durumu öne sürerek davadan çekilmesi gerekir. Tıpkı bir hakimin önüne gelen bir davada, bir tanıdığı denk gelse yapması gereken hareket gibi. Yani yargıç demesi gerekir ki: "bu davayı hazırlayan savcıyla daha önce kişisel hukukum olmuştur. Bu davayı görmem uygun değildir, tarafsızlık olmaz, çekiliyorum" Savcı demesi gerekir ki "bu dosyayı hazırlayan emniyet güçleriyle kişisel hukukum vardır, tarafsızlık ilkesine bağlı kalmak için çekiliyorum" Hukukun gerçek anlamıyla uygulandığı bir durumda olmaması gereken bu usul çarpıklığı, davadaki adil yargılanmayı tamamen ortadan kaldırmıştır. ileride gerekçeli kararları merak edip de okursanız anlayacaksınız.
Kaldı ki, bir davaya bakan hakim, dosyayı hazırlayan savcı, operasyonları yapan emniyet mensubu; davadan önce ya da sonra bir arada yemek yemiş ise; bu iş derhal soruşturma açılması gereken ve hukukun aklanması için kovuşturulması gereken bir husustur. Pardon, hukuk mu dediniz?