annelik, bir canlıyı biyolojik olarak (kuşkusuz baba yardımıyla) oluşturabilme sanatıdır.
bu sanat, beyinle ve/veya yürekle değil de dişi üreme organıyla icra edilen bir sanat olduğu için; insandan timsaha, karıncadan kuşa kadar bir yığın naif sanatçı fütursuzca icra-i sanat eyleyebilmektedir.
doğanın dişi canlılara verdiği annelik emri (zaman zaman içgüdü de deriz buna); embriyoyu karında/yumurtada gelişimini tamamlayana dek korumak, (anne bireyin evrimdeki rütbesine göre) dünyaya gelmesini sağlamak, (evrim rütbesi daha da yüksekse) dünyaya gelen bireyi kendine yetecek hale gelene dek babadan, diğer yokedicilerden, ortam koşullarından korumak ve beslemek olarak tanımlanabilir ve sınırlandırılabilir.
evrimde en yüksek rütbede olduğu varsayılan insan ırkında ise sosyolojik/psikolojik/ekonomik/antropolojik gerekçelerle annelik bir türlü bitmemekte, tükenmemektedir.
rahminin kendine sağladığı üretme avantajını sonunda bir koza dönüştürmeyi başaran insan dişisi; gerek babaya, gerek yavruya bu koz vasıtasıyla direnilmesi pek de mümkün olmayan bir tahakküm sağlayabilmekte, anne-baba-yavru(lar) üçgenin (dörtgen, beşgen,...,ngen) herhangi bir köşesi yaşadığı sürece bu tahakkümü başarıyla sürdürebilmektedir.
akıllara durgunluk verecek bir başka konu da; kalorifer kazanı yakmak gibi bir iş için bile bir yetki belgesi gerekmekteyken, "annelik" gibi yüksek bilinç ve sorumluluk gerektiren bir işi her canı isteyenin yapabilmesidir.