bu saate kadar aynı şarkıyı tekrar tekrar dinledim. bütün panjurları kapattım, odama azıcık ışık girmesine dahi izin vermedim.. duvarda parlayan fosforlu yıldızlarımı gerçek sanıp hayali gökyüzümün altında ağladım. sonra da kalkıp deli formantında odanın ortasında sallandım. iyice mallaşan bu duygu durumumdan ötürü herhangi bir şey hissetmiyor oluşum daha da enteresanlaştırıyor sanırım durumu.. aklıma tek gelen saçlarımı sıfıra vurdurup, insanlarla iletişime girebileceğim her türlü aracıyı hayatımdan çıkarıp, kimsenin bilmediği, deniz kenarı bir yere gitmek.. belki zottirik bir klube, çok soğuk olmasın yeter.. ha bunu yapabilecek miyim? hayır.. aha böyle mal gibi bu entryi girdikten sonra bilgisayarı kapatıp yorganımın ve battaniyelerimin altına sığınıp, gözyaşlarımı yastığın diğer yüzünde kalacak şekilde yastığımı çevirip zıbaracağım. sabah güneş doğacak, valide erken vakitte panjurları zorla açıp ışığı gözüme gözüme sokacak, peder başıma gelip yorganı yastığı çekmek ve sataşmak suretiyle uyandıracak, ben de hiçbir şey olmamış gibi, kendimi bile kandırarak başlamak istemediğim yeni bir güne daha başlayacağım.. sıkmaktan acıyacak dişim kalmayana dek, gündüzleri zevzek, geceleri depresif gerizekalı modunda geçirerek gün tüketeceğim.. ne fantastik!