allah

entry3462 galeri video14
    606.
  1. kendisine inanmanın felsefe dersi "a" olan arkadaşlar tarafından kumarbaz argümanı (ya da pascal kumarı) ile rasyonalize edilmeye çalışılması, arkadaşların aldığı a ların felsefeye giriş dersinden olduğu izlenimini doğuruyor. pascal'ın şekillendirdiği söz konusu argümanda:

    - tanrıya inanmak ve tanrının gerçekten var olması: "sınırlı" dünya zevklerinden (buna n deniyor) mahrum kalma sonucunda "sonsuz" ahiret zevklerinin kazanılması, dolayısıyla -n + sonsuz = sonsuz bir kar elde ediliyor.

    - tanrıya inanmak ve tanrının var olmaması durumunda: sınırlı dünya zevklerinden bir hiç uğruna mahrum kalınıyor. dolayısıyla sonuçta -n zararda olunuyor.

    - tanrıya inanmamak ve tanrının gerçekten var olmaması durumunda: dünya zevkleri yanınıza kar kalıyor. oyunu +n ile kapatıyorsunuz.

    - tanrıya inanmamak ve tanrının var olması durumunda: +n - sonsuz, dolayısıyla sonsuz zararda oluyorsunuz.

    pascal buradan yola çıkarak tanrının varlığı ve yokluğu durumunda hep yanlış tercihi yapmış olan kişinin, eğer tanrıya inanıp da bu yanlışı yaptıysa -n zararı; tanrıya inanmayarak bu yanlışı yaptıysa -sonsuz zararı olacağı sonucuna varıp, en mantıklı olanın tanrıya inanmak olduğu sonucuna varıyor.

    şimdi aynı zamanda bir din adamı olan pascal'ın bu klasik felsefe argümanının sağlam gibi duran yapısını daha ayrıntılı incelediğinizde,

    birincisi:

    tanrıya inanmamak ve tanrının var olmaması durumunda, kişinin dünyevi zevklerden edindiği zevkin -n olarak belirtilmesi mantığa aykırıdır. çünkü bu durumda kişinin içinde bulunduğu gerçeklik, yani sahip olduğu tek gerçeklik olan "bu dünya", kişinin ve kişilerin bütün evrenini oluşturmaktadır. dolayısıyla burada kazanılacak olan "kar", sıfırla (yani kendini tanrı var yanılgısıyla dünya zevklerinden çeken kişinin elindekiyle) karşılaştırıldığında "sonsuzdur", 1/0 işleminin sonsuz bölünmeler gerektirmesi ve tanımlanamaz bir sonsuza sürüklenmesi durumunda olduğu gibi. bu durumda yukarıdaki dörtlüdeki bütün işlemlerin sonucu "sonsuz" çıkacaktır. tanrıya inanmak ya da inanmamak size herhengi bir kar-zarar getirmeyecektir.

    ikinci itiraz;

    kişilerin elde edecekleri getirilerin niteliksel olarak karşılaştırılamayacak olmasıdır. "zevk" veren bir şeyin matematiksel hesaplarla karşılaştırmaya sokulması zevkin göreli doğasına aykırıdır. kısaca sürekli elmalarala armutları toplayarak sonuca varmak zorunda kalırsınız.

    üçüncü itiraz ise bu argümanın, dinlerin çoğunun ve özellikle de tek kitaplı dinlerin samimiyet talebine aykırı olmasından ileri gelmektedir. ilahi dinlerin temel şartı "koşulsuz" teslimiyettir, bu durumda böyle bir hesapla inanmış kişi zaten baştan kaybedecektir. bu da en bilinen itiraz noktasını oluşturur.

    diğer yandan pascal bu argümanıyla herhangi bir dini işaret etmemiştir, dolayısıyla kişiler tanrıya inanıp inanmamak konusunda karar verirlerken inanma yolunu seçtilerse, bu sefer de doğru tanrıyı seçme problemiyle karşılaşacaklardır. dolayısıyla inanma yolunu seçen kişinin kazanma şansı, "insanlığın bu güne kadar tanımış olduğu bütün tanrılar"a bölünecektir. şu anda yeryüzünde inanılan ve bizler tarafından bilinen 100 den fazla tanrı/din vardır. bunlara mitolojik tanrılar dahil değildir. dolayısıyla güvenli bir seçim yaptığını zanneden bu çakal inananlar, çarpık matematik hesapları doğru kabul edilse bile bekledikleri mükafata ulaşmak için tombala çekmek zorundadırlar.

    felsefe karne hediyesi olarak verdiğim artı oyunu geri alıyorum.

    hakkari olur, yüksekova olur, istanbul olur, new york olur, ilk metallica konserinde bu felsefeci arkadaşlarla the god that failed eşliğinde kafa sallamak farz oldu artık. o kadar hukukumuz oldu.
    0 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük