Lars, bir Deep Purple konserine gittiğinde ve müziğin nasıl bir şey olabileceğini anladığında hemen hemen 10 yaşındaydı. Bu, Lars'ın o zamana kadar "maruz kaldığı" müzik düşünüldüğünde, onun için küçük bir başarı sayılmazdı. Babası küçük bir caz kulübü işletiyordu ve Avrupa cazıyla çok ilgileniyordu. Hatta efsane saksofoncu Dexter Gordon Lars'ın vaftiz babası olmuştu.
Deep Purple ve Ritchie Blackmore Lars'ın dünyasını değiştirmişlerdi. Konserlerinden o kadar etkilenmişti ki ertesi gün "Fireball" adlı albümlerini aldı. Üç yıl sonra 13 yaşındayken, büyük annesini ilk davul setini almaya ikna etti.
Babasının mesleği olan tenisçilik yanında müzik ve davul ikinci planda kalmıştı. Ulrich'ler; Newport Beach, California'ya taşındıkları sırada Lars Danimarka'da bilinen bir çocuk tenisçiydi. Ama Amerika'da sıradan bir tenisçiydi, Danimarka'daki gibi dikkat çeken bir tenisçi değil...
Kısa bir süre sonra Lars için tenis daha önemsiz olmaya başladı ve Lars Güney California'nın "yasak zevkleri"nin ağına düştü: seks, uyuşturucu ve rock'n roll.. Her çeşit rock'n roll.. Lars'ın müziğe olan tutkusu gittikçe arttı ve çok sevdiği Avrupa metalinin her türlüsünü elde edebilmek için kasetlerini takas etmeye başladı.
1981 Haziran'ında "fanatik çocuk" Lars, o zamanki favori grubu olan Diamond Head'in birkaç konserini izlemek için ingiltere'ye gitti. Her nasılsa, bir şekilde Lars, California'ya dönene kadar grup üyeleriyle birlikte ingiltere'de yaşamayı başardı. Eve geri döndüğünde, kaset takası yaptığı arkadaşı Brian Slagel'ın sahibi olduğu Metal Blade Records tarafından çıkarılacak olan bir albüme şarkılarını koyacak gruplar aradığını öğrendi. Lars arkadaşıyla konuşarak bu albümde yerini garanti etmişti ancak Lars'ın bir grubu yoktu!
ingiltere'ye gitmeden önce bir vokalist ve gitarcı olan James Hetfield ile birlikte buluşup, çalmışlardı. Ancak bu buluşmalarda da bazı aksilikler oluyordu. Lars'ın zamanlamaları çok da iyi değildi ve ziller yerçekimine fazlaca yenik düşüyordu. Ama elinde çok iyi bir yem vardı, yeni çıkacak olan bir albümde yer alacaklardı.
James bu yemi yuttu ve böylece Metallica doğmuş oldu. Şimdi müzik, Lars'ın hayatında karısı ve çocuklarıyla birlikte birinci sırayı paylaşıyor ve artık Lars daha fazla dinlenmeyi öğrendi ancak hala şoför koltuğunda o oturuyor.
Lars'ın ekipmanı nelerdir?
Lars, Remo başlı Star Classic Maple davulları ve Zildjian Brilliant zilleri kullanır.
Lars'ın hangi arabaları kullanır?
Porsche, Chevy Blazer, Range Rover ve Saab.
Metallica'dan başka herhangi bir grupta çaldı mı?
Mercyful Fate'in "Return of the Vampire" adlı şarkısının yenilenmiş versiyonunda davulları çaldı.
Lars başka bir grupta bulundu mu?
Hayır, Metallica Lars'ın ilk ve tek grubudur.
Lars daha önceleri hangi işleri yaptı?
Lars gazete dağıtıcılığı yaptı ve bir benzin istasyonunda çalıştı. Ayrıca Oasis'i destekleme amaçlı bir işte de çalıştı.