pencerenin hemen altından gelen sesle uyandı dendendenyus. uğultu bir koro gibi yükseliyor ve sonra yavaşca tizleşiyordu. uyanmasına kendi de şaşırdı. oysa bir hayli geç saatte ancak sızmıştı kirli yastığının hemen üstüne. nevresimsiz battaniye gibiydi ruhu, yarı açık uzanmış kalmıştı yatağına... rüzgar uğultusu kulaklarına geliyor, uzaklarda bir yerde yapraklarını döküyordu bir ağaç. bir an eski izlediği bir filmi hatırladı. rüzgarda saçları dağılan bir kızı. koşarak ona doğru gelen dağınık saçlı kız. her an kapıyı çalıp soğuk odasına dalacakmış gibi olan.