yaşamın büyük bir kısmını pençesiyle söküp almış, mahkum olduğumuz düşler alemine yapılan yolculuk. bu melet genelde sevilmez, köşe bucak kaçılır. fakat mecbur içine düşersiniz ve uyanma kısmı gelir. işte o uyanmalar da güzel değildir genelde. hele ki mecburiyet kaynaklı olanları.
metabolizma bu şekilde yapılmış, napalım mecburuz şarj olabilmek için.
bazen de kaçıştır bu uyku denen hergele. günlerin, haftaların, ayların kısacası zamanın önünüze itelediklerinden kaçmak istersiniz. gözünüzü yumup mışıltılara ve hayallere dalarsınız kabuslardan kaçınma ön koşuluyla.
toplumumuzun ve insanlığın içinde bulunduğu derin uyku var ki; ona girmek istemiyorum şu an hem konu başka yere gider hem de kısa yazmak yeterli olmaz.