allah

entry3462 galeri video14
    586.
  1. görüyoruz ki bir kez daha savunucuları tarafından "öyle demiş ama ondan bahsetmeyelim bak burda şöyle bişey var ondan bahsedelim" seçici körlüğünde savunulmaya çalışılandır. her kelamı kutsal kabul edilen bir varlığın bazı kelamlarının ve bunların içerdiği olumsuzlukların öne sürülmesinin inananlarını rahatsız etmesi manidardır. anne cenini olgusunu 600'lü yıllardan önce hiç bilinmeyen bir bilgi alanı, insan bedeninin araştırılması serüvenini bilmeden 600'lü yıllarda ortaya konan bilgileri birer mucize zanneden, insan bedeniyle ilgili olarak bugün de doğruluğu kabul edilen bilgilerin önemli bir kısmının m.ö. 3000 yıllarında mısır'da, antik yunan'da keşfedilmiş olduğunu ve bu bilgilerin yalnızca kuran'da değil diğer dinlerde de aynı cambazlıkla kullanıldığını görmezden gelmesiyle bütün "başarıyı" tüm tanrılar arasında allah'a atfeden inananları, her defasında "bilenler" tarafından gülünç, "bilmeyen ve bilmekten korkan" yobaz destekçileri tarafından "ilim insanı" olarak görülmeye devam etmektedir.

    inananlarının azıcık okumuş olanlarıyla ilgili önemli bir problem ise bugün bilim dünyasının çoğunluğunun doğruluğunu kabul ettiği olguları ve teorileri kaynaklarından öğrenmek yerine direkt olarak kariyerini onları çürütmek üzerine kuran kişilerin eserlerinden öğrenmeye kalkmalarıdır. bu öğrenme tekniği doğal olarak söz konusu teorilere karşı argüman geliştiren bu eser sahiplerinin argümanlarına karşı koyabilecek bilgi birikimine sahip olmamaları, dolayısıyla manipulasyona açık bir halde, hatta yoğrulmaya hazır bir hamur halinde kendilerini bu eserlerdeki argümanlara teslim etmeleridir. "islam" dininin gereği olarak bu "teslimiyet" dürtüsünü anlamak çok uzağa gitmeden kelimelerin kökünden haberdar olup olaya dışarıdan bakabilenler için hiç zor olmamaktadır, herhangi bir teoriyi öğrenirken öncelikle kaynak eserler başvurmaları, ardından kafalarına yatmayan noktalarda karşı argüman içeren eserlere yönelmeleri bahsettikleri konularda daha derinlikli düşünebilmelerini sağlayabilecekse de, bu derinlikte düşünmeyi inançlarına potansiyel bir tehdit olarak görmelerinden olsa gerek baştan reddetmektedirler. inançlarına ne kadar güvendikleri ayrı bir meseledir, ancak çok güvenmedikleri için kendilerini kesinlikle suçlayamam çünkü gerçekten çarpıklıkları ve zayıflıklarının farkedilmesi çok zor olmayan bu dine olan inanca güvenmemekle en doğru işi yaptıklarını biliyorum.

    diğer yandan

    --spoiler--
    onu mükemmel var sayan ve buradan hareket ederek cahil destekçilerini daha yobaz hale getirecek bakkal matematiğine dayanan hesaplamaları kanıt gibi gösterenlere...
    --spoiler--

    cümlesinde hakaret içeren bir kelime varsa, ki sanırım bununla "cahil" ve "yobaz" kelimeleri kastediliyor; bu kelimelerin yöneltildiği kişilerin "onu mükemmel sayıp bakkal matematiğine dayanan hesaplamaları kanıt gibi gösterenler" olduğunun anlaşılması için 8 yıllık zorunlu eğitimi tamamlamış olmanın yeterli olduğunu varsayıyorum. 8 yıl değil benim zamanımda 5 yıllıktı diyenler için 5 yılın da yeterli olması gerektiğini düşünüyorum. evet burada bir hakaret vardır ancak bu hakaret *"sırf inançları yüzünden onların bizlere ettiği gibi hakaretler etmem orası da bizim tevazumuz."* cümlesi kurulana kadar koşulsuz ve şartsız olarak "inananlara" değil cümlenin belirttiği gibi "bakkal matemeatiğine dayanan hesaplamaları kanıt gibi gösterenlere" yöneltilmişti. tartışmakta olduğum arkadaşımın bu hakareti üzerine ve kendi şahsında tüm inananların üzerine almasını ya türkçe bilgisinin eksikliğine ya da artniyetli davranarak "inançlı" dediği kitlenin desteğini almaya çalışmasında bağlamaktan başka bir seçeneğim kalmıyor. ikinci ihtimalin daha kuvvetli olduğu "100 kişiye okutsak 101'i hakaret der", "kocaman bir ayıptır" gibi popülist çığlıklardan dolayı bana daha muhtemel gelmektedir. ama ilk entry'de "hakaret" denen şeylerin "ikinci entry'de "hakaretamiz" haline dönüşmesinden memnunum, böyle giderse diğer entry'de hakaret kelimesinden tamamen kurtulacağımıza işaret eden bir gelişme olarak görüyorum.

    kuran da yazıyor yazarlığı yapan arkadaşları bir dine mensup olsalar bile bu dünyanın meselelerinin bu dünyadaki olgularla açıklanabileceğini, bunun dışındaki tüm çabaların kendini bilime vermiş insanlar tarafından her zaman gülünç bulunacağını anlamalarını bekliyorum. buna rağmen kuran da yazıyorculuk oynayan arkadaşların muhatapları ben değil "ulan kuran da yazıyorsa bundan sonra bilim yapılmasın siz söyleyin biz doğru kabul edip uygulayalım, bakalım bilim nereye gidecek" diyen ateistler olmalı. kuran da yazıyorcu arkadaşlar da "allah'ın bizi test etmesi", "kaderin ve mutlak gerçeklerin kullar tarafından bilinemeyeceği, ancak olaylar ortaya çıktıktan sonra allah'ın büyüklüğünün anlaşılabileceği", "cüz-i irade" falan gibi şeyler söylesinler. dinsizin hakkından imansız gelir mi dersiniz, körlerle sağırlar birbirini ağırlar mı dersiniz, hangisi daha az günah gibi geliyosa size işte.

    o değil de, cennet cehennem falan derken fişi çekilmiş tv gibi kapanıcaz hepimiz. kabullenmek zor geliyor dimi? bana da gelmişti, alışırsın.
    0 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük