Mutlu sonla bitmiyor ki bu kitap. Mutlu sondan ne anladığınıza bağlı tabi. Ama beyaz diziler eğer bu kadar güzelse onları da okumak lazım. Beyaz dizi mi kaldı ki? Kaç sene oldu gazete büfelerinin camlarından ineli? Bu kitap benzer şeyler yaşayana belki daha güzel geliyordur. Sonuçta bir kitabı sevmek ya da sevmemek kişiye göre değişir. Ölçüsü var mı bunun. En güzel kitap hangi yazarındır, adı nedir? Sizin en çok sevdiğinizdir. NAtional Geographic Channel'da o yılan uzmanı adam zehirli yılanları ölçütlüyordu. Amaç en ölümcül ve tehlikeli yılanı belirlemekti. Yok şu bu kadar zehirliymiş, beriki çok agresifmiş, bir diğeri şu kadar insanın ölümüne sebep olmuş. Yaptığı puanlamadan sonra dedi ki "en tehlikeli yılan sizi ısıran yılandır". Şimdi al bu lafı bu kitaba çevir. En güzel kitap sizi bir yerlerden alıp bir yerlere götüren kitaptır. Okuyup bitirdikten sonra yerine koyarken sanki bir sevgiliyi arkada bırakmış hissi verendir. Bu kitap bunu bana yaptı, ama size yapmaz. Olabilir, normaldir de bu. Aynı yaşam tecrübelerinden geçmiyoruz. Aşk ve onun sebep olduğu acıyı, boşluğu algılayışlarımız farklı, aldığımız tat farklı. Bu durumda kitabı beğenmemekte özgürüz ama küçümsemek saygısızlık değil mi? Hem yazara hem okuyup da beğenenlere karşı... Bu kitabı okuyalı az zaman geçmedi. Ama kadının heykel sergisi için bir yerlere gittiğini hatırlamıyorum. Ama yaşadığı aşkı ifade edişini hatırlıyorum. Bu ifade edişin benim de içimi acıttığını, benim içindeki küllere de üfleyip korlaştırdığını hatırladığım gibi. Belki de belli bir yaşam tecrüesinden geçmek lazım ki bu tür kitapları algılayalım. Yazarın yansıtmak istediklerini de hissedip etkilenmeye de açık olmak lazım.