| Chuck palahniuk twitter'da, bildiğin reklam diliyle, sloganlarla filan fight club tişörtlerinin pazarlamasını yapıyordu bi ara. O dakika, o saniye soğudum kendisinden. Yazdığı, çekilmesine vesile olduğu her şeyden de... (şayet gerçek çak değil de çakması ise lafımı yerim o ayrı.)
| Yalnızlığın hiçbir hali ko'maz bir adama; hastalandığında sıcak bir çorba yapacak birinin yanında olmadığı o -akıp gitmeyi bilmeyen- andaki hali kadar.
| paperboy'luk ne muazzam bir meslek değil mi corç? Bisikletine bin, mecmuanı fıydıra fıydıra dağıt. mis. Stres yok. sinir yok. Yek başınasın, Senden kralı yok. Saat 9-10 olunca da iş bitiyor. "21. yüzyıl insanlarının meslek seçimindeki korkaklığı, orta yolculuğu ve açgözlülüğü" adında bir kitap çıkacak 23. yüzyılda. belki de emekli bir paperboy yazar kim bilir? bakın buradan öngörüyor, buraya yazıyorum.
| insanın her şeyi siktir edip, kaçıp gidebileceği bir memleketinin olması şahane bir şey. Göçebelik duygusunu her daim damarlarımda hissetmek ne güzel! Yerleşiklik duygusu, aidiyet hissi bana göre değil. O yüzden iyi ki orada, çok uzaklarda güzel Adana'm var. Canım sıkılırsa istanbul out. Adana penaltı. Ve hep gol. Hiç Sekmez.
| Sanayi kokusu ve portakal kokusunun birleşerek enfes bir rayihaya dönüştüğü, yeryüzündeki tek şehir adana'dır galiba. anlatılmaz koklanır. hoş; koklamaya da kıyamam benim güzel adana'm.
| Üçgenin iç acılarını vücuda getirmek için fitness'a, body'e düzenli bir şekilde gitmeye karar verdim. daş gibi bir vücuda sahip olup, gerçek bir daş kalpli de olabilirim. korkuyorum.
| Bozacılar odası şahidimdir ki herhangi bir şıracının bir kötülüğünü görmedim bugüne kadar. Şıracıdan zarar mı gelir dostum? Şıracıları sevmeliyiz. şıracıları gerçekten sevmeliyiz. gerçekten...