sana mutlu bir son hazırladım

entry13 galeri
    2.
  1. #6314037 no'lu entry'nin devamıdır.
    --öldürmek için yaratıldın--
    babamın bıraktığı mektubu okumaya devam ederken, rahatsız edici bir ses kulağımda yankılanmaya başladı. gitgide artıyordu ses ve gitgide rahatsız edici oluyordu. bir anda her yer aydınlandı, uyanmıştım. yine o bitmek bilmeyen kabuslar görüyordum ve bu kabuslar sürekli acımı hatırlatıyordu. bu da bende bir hırs oluşturuyordu, insanlara karşı bir kin. kapı zilini daha fazla çalmasın diye 'geldim' diye bağırdım, kapıyı açtım. gelen avukattı.

    avukat: babanızın mirası hakkında konuşmamız gerekiyor, müsait misiniz?
    charles: tabi, buyurun.

    oturduktan sonra avukat kalan dükkanlar, mülkler vs şeyler hakkında bilgi verdi. ama hiçbiri umurumda değildi. ben sevdiklerimi kaybetmiştim. ve bu çok adalet sahibi tanrının kaderime yazdığı bir senaryoydu bazılarına göre. bu sırada avukat bir kasap dükkanından bahsetti. bir anda gördüğüm rüya geldi aklıma ve kulaklarımda 'sen öldürmek için yaratıldın' sözü yankılanıyordu. avukata dükkanın yerini sordum ve dükkana gittim.

    dükkanın önüne geldiğimde çok şaşırdım. zira rüyamdaki dükkanın aynısıydı. acaba o gizli oda var mıydı? acaba babam bir seri katil miydi ve benim de seri katil olmamı mı istiyordu? peki ya mektup?

    avukat: babanız burayı kiraya vermiş. ama kiracı sözleşmesi bittiği için geçen ay çıkmış. yeni kiracı arıyorduk bizde.
    charles: kiraya verilmesini istemiyorum.

    avukat tuhaf gözlerle bana baktı. sanırım kasap dükkanını ne yapabilir ki? diye düşünüyordu.

    charles: bir sorun mu var?

    dedim. sinirli bir bakışla.

    avukat: hayır efendim. nasıl isterseniz.

    avukattan dükkanın anahtarlarını aldıktan sonra

    charles: tamam ilginiz için teşekkürler. ben sizi tekrar arayacağım, daha detaylı görüşürüz o zaman.

    avukat şaşırmı bir şekilde

    avukat: peki efendim. buyurun bu kartvizitim müsait olduğunuzda görüşürüz.

    dedi ve gitti. anahtarla kilidi açtım ve içeri girdim. büyük bir dükkandı ve her ayrıntıda daha çok şaşırıyordum. rüyamda gördüğüm dükkanla birebirdi. aklıma gizli oda geldi ve buton. yazar kasayı gördüm, yanına gittim. ve rüyamda gördüğüm gibi bir çekmece vardı, kilitli. anahtarları denedim ve açtım çekmeceyi. faturalar, belgeler vardı çekmecede. çekmeceyi boşaltım. rüyamda gördüğümde bir buton vardı çekmecede. dikkatlice çekmecenin içine baktım, ufak kırmızı bir buton gördüm. artık emindim her şeyden. inanamıyordum babam bir seri katil miydi? ama avukata göre burayı kiraya vermişti. yoksa kiraya verdiği kişi ortağı mıydı? belki de beraber öldürüyorlardı. peki babam benim de bir seri katil olmamı mı istiyordu. hepsinin cevabı bu butonun açacağı kapıya bağlıydı. ama emindim ben her şeyden. rüyam gerçek olmuştu, yoksa kabus mu demeliydim? biraz korkuyordum ve korkarak butona bastım yavaşça. ama hiçbir şey olmamıştı acaba bozulmuş muydu? veya ben neyi yanlış yapıyordum? iyice şaşkına dönmüştüm. ne yapacağımı bilemiyordum defalarca bastım butona ama hiçbir gizli geçit veya kapı yoktu. birkaç dakika geçti. iki tane polis arabası yanaştı dükkanın önüne. ve dükkana girdiler.

    polis: bir sorun mu var? bize ihbar geldi.
    charles: hayır. bir sorun yok. kim ihbar etti ki?

    dedim şakınlık içerisinde.

    polis: alarmı aktif hale getirdiniz.. merkezden bize bildirdiler. biz de hırsızlık var diye geldik.
    charles: bir yanlışlık oldu sanırım, hırsızlık falan yok. alarmı aktif hal-

    duraksadım aklıma çekmecede defa kez bastığım buton geldi. buton sadece alarmı aktif hale getiriyordu. bu durumda ne gizli oda vardı, ne de babam seri katildi.

    charles: çok özür dilerim memur bey. burası babamdan bana miras olarak kaldı. sanırım alarm sisteminde bir problem var en kısa zamanda bu sorunu çözeceğim.
    polis: dükkanın size ait olduğunu ispatlayabilir misiniz?
    charles: tabi ki.

    avukatı aradım ve belgeri getirmesini rica ettim.

    ***

    eve döndüm. kafamda onlarca şey vardı. gördüğüm rüya aklımdan çıkmıyor, adeta tekrar tekrar görüyordum o rüyayı ve kulağımda çınlıyordu:
    'sen öldürmek için yaratıldın'
    bu arada biraz kafamı dağıtayım diye televizyonu açtım. kanalları geçerken bir habr kanalında geçirdiğim uçak kazasıyla ilgili bir haber olduğunu gördüm.

    -iki ay önce okyanusa düşen uçakla ilgili yeni bilgilere ulaşıldı. kazadan hayatını kaybedenler arasında jam-

    bir anda görüntü gitmişti. tam da kazayla ilgili önemli bir gelişme demişti. acaba neydi? kazada hayatını kaybeden önemli kişi kimdi? yoksa bu bir kaza değil miydi? bir kişiyi öldürmek için uçağımı düşürmüşlerdi? yok canım o kadar da olamazdı.

    ***

    kazanın ardından üç ay geçmişti ve bugün kazada kaybedilen insanları anmak için tören vardı. ama bu tören onları anmaktan çok acımı hatırlatıyor hatta artıyordu. aklımdan çıkmayan sevgilim maria'nın acısı ve ardından kaybettiğim ailem. tanrının adaleti işliyordu sanırım ben onun şemsiyesi altına girememiştim ki sevmiyordu beni. kazadan sağ kurtulan on üç kişiyi yanına davet etti töreni sunan kişi. peki bizi neden yanına almadı tanrı veya sevgilimin yerine on iki kişiden biri niye ölmedi? neden benim acı çekmemi istiyor, neden? bu sırada kurtulan insanlar tek tek konuşma yaptı. hepsinin ağzından aynı sözcükler çıkmasa da hepsi kurtuldukları için tanrı'ya şükrediyor; ölenleri de cennetine kabul etmesini diliyorlardı. belki de birisinin bu kişileri ölenlerin yanına göndermesi gerekiyordu. bir anda kulağım çınladı tekrar, çok rahatsız edici bir şeydi. ve ardından yine o ses yankılanıyordu kulağımda 'sen öldürmek için yaratıldın'
    --
    öldürmek için yaratıldın
    0 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük