bir tarafta halkın gerçek bir tepkisi var. bir tarafta pkk yanlısı gösteri yapan soysuzlar var. bir tarafta halkın tepkisini fırsat bilip ortalığı karıştırmak isteyen ve milletin eline kuru sıkı verip olayları iyice çığrından çıkarmaya çalışan kesim var, sus pus oturup hala caddede gezenler var, başka bir tarafta bu durumdan muzdarip ülkesini seven kürtler var.
varoğlu var kısaca. ancak bu zamanlarda tek yaptığımız şey, ülkeyi iyice karıştırmak isteyenlerin eline koz üzerine koz verildiğidir. bir taraf, askere karşı kin kusmak darbe yapacaklar devleti yıkacaklar diye ortalığın karışmasını ordu sağlıyor diye göstermek için pis oyunlar içine giriyor, bir taraf hükümet ya da siyasiler iyice çamura batsın diye olaylara gaz veriyor.
bunun sonunda sokakta yarın öbür gün ölen, aynı askerde şehit olan sen ben olacağız ama. bunun sonunda birileri ya elinde olan iktidarını güçlendirecek ya birileri iktidar olacak. böyle siyaset anlayşınıda yazıklar olsun. hala tek amaçları insanları gütmek olan, bilimden ve siyasi zekadan yoksun insanları desteklemeye, parti başkanı yapmaya hatta iktidar yapmaya devam etmek lazım tabii. daha akacak çok kan var.
bugün askere suç atan, asker düşmanı akp'nin milletvekili oğulları askerde ölüyor mu bizler gibi kahramanca? bugün kürt meselesinde milleti sokağa dökmeye çalışan sözde milliyetçi partilerin milletvekillerinin oğulları o sokaklara dökülenler arasında mı bakalım? değiller.
atatürk neden büyük adamdı kavrayamıyorsunuz işte bu nedenle. o halka önem verdi. sokakta ölene, askerde şehit olana, tarlada çalışana değer verdi. önce onları düşündü, meclisteki asker yada politikacı arkadaşlarını değil. o nedenle gözünü kırpmadan ters düştüklerine resti çekti. çünkü önce millet geliyordu, önce halk geliyordu, bunu da herkes kafasına sokabilsin diye, satırlarca şey bıraktı. en temeli halkçılık ilkesini kazıdı bu ülkeye.
bugüne dönüp bakınca halkçılık ilkesinin peşinden koşan tek bir siyasetçi, parti yok.