ulu önder atatürk ün de batı trakya türkü olduğunu unutarak balkan türklerini nedeni bilinmez bi şekilde aşağılama gereksinimi duyan insanın götünden sıkmış olduğu, gerçekte var olmayan bir açılımdır bu.
öncelikle, bulgaristan göçmeni türk olup da tek kelime türkçe bilmeyen bir allah ın kulunun var olması düşünülemez, düşünülmesi teklif dahi edilemeyecek bir komedidir.*
hadi onu da geçtim; batı trakya türklerinin milli bilinçten yoksun olduklarını iddia etmek için ise embesil olmanın yanı sıra, kafayı da toprağa gömmüş olmak gerekir, hatta bu bile yetersiz kalır. iddia edildiği gibi göçmenlerin ataları orda ıstavroz çıkarıp bulgarların boyundurluğu altında yaşamayı kabul etse, zaten yerinden yurdundan olmaz, açlık sefalet çekip yollara düşüp, malını mülkünü orda bırakıp türkiyeye göç etmez, kendini yollarda telef etmez, bugünde ab vatandaşı olup doğu avrupalı güzellerle gününü gün edip gül gibi geçinip giderdi.
ancak onlar evlad-ı fatihan olmanın vermiş olduğu bilinç ve gururla, tarihte daha önce türklerin esamesinin okunmadığı bir bölge olan balkanları tıpkı bugünkü anadolu gibi bir türk yurdu haline getirmiş atalarına yaraşır bir şekilde, türkiyeye gelince de çalışkanlıklarından, namus ve şereflerinden ödün vermeyerek en önemli makamları mevkileri ele geçirmişler, çalışıp para kazanmışlardır. ayırca bu kitlenin insanlarının kızları genelde ahu gözlü ceylan kıvamında, elinden her iş gelen ve namuslu hanımlar olması, erkeklerinin ise boylu poslu, saçları siyah tenleri beyaz göğüs kıllı sempatik ve güçlü ve haysiyetli erkeklerden oluşması, kitleye karşı oluşan haset ve çekememezliğin temel sebebidir.
bir de askerlik mevzusuna değinmekte fayda var. bulgaristan göçmeni türklerin birçoğunda bulgaristan pasaportu veya vatandaşlığı bulunmamaktadır. dolayısıyla ezici bir çoğunlu askerliğini yapar. hatta bunların ataları da zaten batı yönüne sürekli genişleyen osmanlının savaşa en önde giden kemikleşmiş kadrolarını çıkarmış oldukları için, askerlik, akıncılık bir nevi ata sporu olarak görülür. anadolulu kardeşlerimizin dedeleri iç anadolu bozkırında taşşaklarını sıvazlarken, rumeli türkleri sürekli olarak sınırda akınlar düzenlemiş, savaşlarda ister istemez halkıyla beraber en önde bulunmuş, osmanlıya yapılan saldırılarda ise düşman ordularıyla ilk muhattap olan sınırdaki savunma birliklerini oluşturmuşlardır.
bu bilgiler ışığında, akli dengesi yerinde olan bir insanı böyle abuk subuk tespitler yapmaya iten sebep ancak ve ancak taşlıtarla , gazi osman paşa meydan, yıldırım mahallesi veya kartaltepe-kocatepe gibi göçmen kesimin yoğun olarak yerleştiği bölgeler civarında kötü anılar yaşamış olması olabilir. yine de genellemeden kaçınmak gerekir.
son olarak, bu ülkede bir açılımı, bir devlet desteğini, bir sahiplenilmeyi hak eden topluluk varsa (ki bence yok çünkü bu insanlar başkaları gibi ağlak değildir. kan kusarlar kızılcık şerbeti içtik derler) o da terör örgütü sempatizanları değil, bulgaristan göçmenleridir.