hüzün

entry292 galeri video6
    94.
  1. nedense en çok hazanda kapınılan duygu.
    bir kedinin bakışlarında, arkasından bakılan sevgilinin ayak izlerinde, tren raylarının tıkırtısında... yüzlere bırakılan acı gülümseyiştir.

    telefondan gelen mekanik ses artık içten içe canımı yakmaya başlamıştı. iletişim çağında iletişemediğim bir kimse. iletişim! kirpiğini yanağımda hissedemedikten sonra elimden gelen nedir ki? ona muhtaç olduğumu söyledim aldığım cevapsa düşük pikselli bir kameranın noktaları kadar keskindi ve yüreğimi kesmeye yetti. "msn var, telefon var hem hergün görüşüyoruz ne var ki bunda?"
    bu kadar basitti.. ne vardi ki mekanik seste ve donuklaşıp duran görüntüde. içimdeki hüzne rağmen mutlulukçuluk oynamaya devam etmiştim yine. ama hüznün tarifini işte tam olarak şimdi anlamıştım. geri gelmeyecek olan aile üyelerimde, kaybettiklerimin arkasından bu tanım ilk defa beynim tarafından idrak edilmişti ve yetmişti de..

    anladım ki hüznün tanımı çok ama tarifi tektir. "burukluk"
    0 ...