yıl, 90 lar. nar gibi kızarmış ekmeğin üstünde, tereyağının erimesine karışan anne elinden çıkmış mis kokulu çilek reçeli.
oysa anneyle tereyağı değil sana yağı sürmesi hakkında daha yeni kavga etmişim.
çünkü, büyü de gel şarkısı o reklamda çalıyor ve o şarkıya o hafif balık etli kızıl saçlı kıza, o reklam'a da bayılıyoruz millet olarak.
işte o leziz tadı da o yılları da bana yıllar sonra hatırlatan şarkı. hani sertap sanki 90 larda kalmış da söylemiş. böyle ağızda eriyen bi tereyağı tadı, ya da iyi demlenmiş bi çay havası.
iyi etmiş de söylemiş.
not: artık tereyağını sana'dan daha çok seviyorum o ayrı.