Ali Canip, hayatını inançlarına, milletine adayan nadir insanlardan birisidir.Gençlik yıllarında kendisini manasını anlamadığı bir sürgün hayatı
içinde bulan Canip, dağınık okul hayatının bir sonucu olarak kendi
kendisini yetiştiren bir aydınımızdır. Canip, gençlik yıllarında çok
çalışıyordu. iyi bir hafızası vardı. Fransızca eserleri, eski edebiyatımızı
büyük bir hırsla okudu. Selânik'in kozmopolit muhitinde yolunu
şaşırmadan yürüyebildi. Bilgi bulabileceği her muhite girdi. Büyük
insanlarla dostluk kurdu, dostlarına bütün ömrü boyunca sadık kaldı.
Günlük siyasete, menfaat çekişmelerine daima yabancı kaldı.Maaşından ayırdığı paralarla araştırmacı tutarak araştırmalar yaptıracak kadar ilme bağlıydı.
Yakın arkadaşlarından Nüzhet Haşim, Millî Edebiyata Doğru
adlı eserinde Canip'i "kısa boylu, topluca, ela gözlü, son derece asabî,
yakından tanımadıklarına karşı mahcup, ciddî mizaclı, mamafih
samimî dostları için şen, nükte-perdaz bir gençtir." tarzında
tanıtmaktadır.