sen!
evet evet sen!
"her iki adımda bir uygunsuzluğunu, yalnızlığını algılayan sen!"
bi saniye dur!
sakin!
bak turgut uyar sana gazel okuyor!
...
ilkin tarlaların ve otlakların ve suvatların
Ah benim güzel cahilliğim
Bitmeyeceğini sanırdım karanlık olmadıkça
Yaralı kalbim gürbüzdü sevişkendi
Bir şehir akşamında karanlık olmadıkça
Irmak boylarında gider gelirdim gider gelirdim
Elimde ceset çekmeye yarayan bir uzun kanca
Ne tarihsel badanaya ne pantolonlu aşka
Ah benim güzel şaşkınlığım
Irmak boylarında gider gelirdim gider gelirdim
Rahatlamazdım bir türlü ceset bulmadıkça
Ben size hep söyledim bu benim aşkım
Saate karşı alkol suya karşı tabanca
Benim suyum bir ateş çalışkanlığıdır
Kurutulmuş etlerim ve torbalarım hazır
Ama. Ben gene bir kürdanın diş etlerine batmasıyım
Bir çürük azı dişinin kenarında
Yaralı kalbim gürbüzdü sevişkendi
Bir şehir hırgüründe karanlık olmadıkça
Ben neyim varsa taşırım neyim varsa taşırım
Bir marangoz gibi kulağımın arkasında
Ah benim güzel cahilliğim
Ağaçlar enikonu bir silah olmadıkça
"Her iki Adımda Bir Uygunsuzluğunu (yalnızlığını) Algılayan Birisine Gazel" adlı bu şiir turgut uyar'ın her Pazartesi adındaki eşsiz kitabında yer alan sırlardan yalnızca biridir.
son mısrası ne diyor, nasıl diyor, ah! niye diyor; ne sen sor, ne de ben söyleyim. hem çıkıyorum zaten. akşam öldü.