nevzat çelik

entry48 galeri
    20.
  1. kanat çırpa

    I
    göz kapağının altında daha ilk adımda mayın
    seni düşünmemek elimde değil uyanma sakın
    mayını geçsen yanağının çukuruna kurulur pusu
    kirpiklerinin içinde uyu benim için n'olur uyu
    kanım dondu cehennem öfkemın sınırına çıkacağım
    adını haykıracağım avaz avaz sakın uyanma
    sesimi duyma daha ilk adımda mayın
    dikkat et işkillendi nöbetçi tetiğe binecek
    söyle gözlerine kalkıp gelmesinler sesime

    II

    çarpmış yüzüne iki avuç su eline uyku bulaşmış
    kimbilir hangi uzak düşten ekip kopartılmış
    göze geze arpacığa akıyor uyku el tetikte
    biter üç-beş nöbeti de ardından şafak söker
    bir de nedir ki on sekiz ay tezkeresini alıp gider
    bir de esniyor çocuk gibi gez göz arpacık
    nöbetçi uykunla vuramazsın beni şafak vakti
    asılırken öfkemin en güzeli uyuyamam ben
    ben uyuyamam gözüme güney afrika kaçarken

    III

    gelme canım aramızda kıyamet kadar duvar
    havalar kışlandı penceremde kurt gibi ayaz
    derimden başka giyecek yok bana üşüdüm
    elimde değil seni daha çok düşünmem gerek
    voltamı senınle vursam yataktan senınle kalksam
    alsam şu belalı başımı sana açılan yollara çıksam
    beni duyuyor musun hava kurt gibi soğuk
    parkanı ödünç ver sevgilim bekliyor
    nöbetçi nöbetçi heey pusatlanmış çocuk

    IV

    bir kuğu boynu gibi uzuyor hasretin
    -vururum- diyor nöbetçi -dokunursan vururum-
    fatma'dır sevdiğin kızın adı ihtimal
    sen fatma'nı kolla diyorum benimkisi ihbar
    birden yanık türküsü besbelli yarasını buldum
    -yar etmem başkasına kaçarsa vururum-
    dokunma memet ne güzel şey sevmek..
    soğuruyor sigarasını kule bulut bulut duman
    uzuyor tüfeğin namlusu fatma kan revan

    V

    yıkmışım duvarı ellerimin kanamasından anladım
    -parola kaçarsa vur emredersiniz komutanım-
    dudakların papatya falı dudakların gitmiyor aklımdan
    bir de cehennem öfkem bir de sağanak yağmur
    -emredersiniz komutanım parola kaçarsa vur-
    sevmek ne güzel şey ne büyük felaket
    elindeki tüfek söğüt dalı değil bu memet..
    türküsü çatallanan bir yol gibi susuyor
    ağzı fırın bulut bulut duman kusuyor

    VI

    memet düşlerin firarını vuramıyor hiçbir tüfek
    bir kuşun uzaklaşan kanatları yağmur
    ayaklarım tutuk şafağı koluma takmışım
    cezaevini yukarda kulelerin dibine bırakmışım
    canım uyan altın ulkesinde köleler yürüyor
    vakit tamam bir tepenin ardına giriyor şafak
    dehşetle farkediyorum ayaklarım yürümeyi unutmuş
    patlars patlasın daha ilk adımda mayın
    ülkemin zencileri kesik bir dal gibi susturulmuş

    bu ve bunun gibi daha birçok enfes şiir yazmış olan adam.

    VII

    savrulup titriyor kasılıp gevşiyor gece
    ey beım buyuk öfkem yol bul kendine
    pretoria ceza evinde gülüm
    şairi bir ipte buluyor ölüm..
    suretin çıksın cama pencereye gel
    nakış nakış uyansın kilim pencereye gel
    bırak saçın dağınık göğsün açık kalsın
    daha ilk adımda patlasın mayın bırak
    nerdeyse bağıracak ıslak bir çocuk gibi
    pencereye gel pencerede şafak

    VIII

    zafer bizim olacak demiş selam olsun halkıma
    selam olsun sana benjamşn moloise kara şair
    çok şey çıkardım sözlerinden ülkeme dair
    gel senınle sevgilim güney afrikaya gidelim
    cape town'a johannesburg'a gizlice girelim
    içelim zencilerin güneşinden kapkara kesilelim
    butunmazlum halklar adına özgürlük adına
    çalalım isyan ateşini çalalım kucak kucak
    vahşi bir kuş gibi uçalım ülkemize
    kanat çırpa kanat çırpa kanat...
    *
    0 ...